daha önceki bütün iktidarlar gibi akp’nin futboldaki temel hedefi futbolun en üst kuruluşu olan federasyondu. şampiyonluk sözü, aktarılan paralar ve siyasi baskılarla kulüplerin başına istediği adayları getiren akp’nin bunu başarması o kadar kolay değildi.
futbol federasyonu, mafyanın en yerleşik ve etkin olduğu kurumların başında geliyor. 1990’h yılların başından itibaren federasyonun her seçiminde mafya damgası vardı. mafya gruplarının desteklediği adaylar kazanırdı. hatta birkaç seçimde mafya grupları bölünerek farklı adayları destekledi. 1997 yılındaki seçimde de böyle oldu.
haluk ulusoy, musafa kefeli ve alp yalman’ın yarıştığı seçimde mafya liderlerinden alaattin çakıcı ve sedat peker mustafa kefeli’yi, susurluk çetesi ise haluk ulusoy’u destekledi. alp yalman ise tehditler üzerine son anda seçimlerden çekilmek zorunda kaldı. seçimi susurluk çetesinin desteklediği haluk ulusoy kazandı. seçim bitti; ancak mafya gruplarının mücadelesi bitmedi. başkan vekili seçilen hadi türkmen, alaattin çakıcı’nın ölüm tehditleri üzerine istifa etmek zorunda kaldı. ulusoy, eyüp sultan’da 50 koyunu kefaret olarak kestirdikten sonra çakıcı kendisini affetti.
ulusoy bu seçimden sonra her seçimde mafyanın desteğini alan aday olarak boy gösterdi. hem de tüm mafya gruplarının üzerinde birleştiği tek isimdi.
2002 yılında akp iktidara geldiğinde futbol federasyonu’nun başında yine haluk ulusoy vardı. üstelik ulusoy’un federasyon başkanlığı yaptığı bu dönemde türkiye dünya kupası’nda üçüncü oldu.
ilk önceleri akp, ulusoy’la sorun yaşamadı. akp iktidarı ulusoy’la uyumlu çalışma yoluna gitti. yani mevcut yönetimi kontrol altına almak istedi. zaten ulusoy’la birlikte hareket eden ve akp içinde etkin olan isimler de vardı. bunların başında davut dişli geliyordu. davut dişli, akp’nin kurucularından şaban dişli’nin kuzenidir. davut dişli, hükümetle haluk ulusoy arasındaki ilişkileri yürüttü. akp’nin ulusoy yönetimine tam destek vermesini sağladı.