ahmet çakır'ın "taçlı kral metin oktay" kitabından;
o inanılmaz karagümrük maçı!
toptaşı cezaevinin çıkışında onu turgan ece, rüçhan adlı ve kamil akan karşılar. fakat asıl çarpıcı karşılamayı baba gündüz hazırlamıştır ona. sadece 24 saat sonra karagümrük maçına çıkmak zorunda kalacaktır.
"beyti'deki akşam yemeğinde baba gündüz benim için sofrayı donattırdı. futbolcu arkadaşlarım yemeği bitirince döndüler. biz restoranda kaldık. soframız çilingir sofrası. rakı içiyoruz. 45 günlük sinirlerimiz yatışsın diye. gece saat 03'e kadar içtik" diye anlatmaya başlar metin oktay bu ilginç olayı. sonrası da şöyledir:
"oteldeki odamıza çekilirken baba gündüz resepsiyondaki memura sıkı sıkı tembihlemiş:
"- metin oktay sabah kahvaltısı için kesinlikle uyandırılmayacak. o yorgunluğunu atıncaya kadar uyuyacak.
"saat ll'de gündüz kılıç gelip uyandırdı beni. 3 saat sonra galatasaray takımı sahaya çıkacak ve karagümrük'le oynayacak. baba, yatağımın ucuna oturdu ve şöyle dedi: "- biliyorum, oynayacak durumda değilsin. ama seyirci seni görmek istiyor metin. karagümrük'e karşı seni oynatmak istiyorum. üzülme, verebileceğini ver. sen bize çok maç kazandırdın. bugün de senin yüzünden kaybedelim. seni hasretle bekleyen seyircilere ne olur bu saygıyı gösterelim.
"baba'ya 'hayır' diyebilmem mümkün mü?
"sahaya çıktım ve ben iki gol atarken, galatasaray da karagümrüğ'ü 3-0 yenmişti. beni seven tribünlerime kavuşmuştum. kusa kusa sahadan çıkarken hıçkıra hıçkıra ağlıyordum..."
maçın tarihinin 29 ekim 1960 olduğunu da kaydederek noktalayalım.