vitamin takviyesi burak yılmaz gibi bir silahtan yoksun sahaya çıkan ev sahibi, kadın ve çocukların izlediği kritik randevuda kazanma isteğini sahaya daha fazla yansıtan taraftı. halil altıntop’un altın golüyle gülen karadeniz ekibi yaralarını sararken, uefa avrupa ligi’ne direkt katılmak için de avantaj yakaladı 22 nisan 2012
analiz: serdar sarıdağ koca ilk yarı boyunca beşiktaş’ın yaptığı tek şey vardı: stoperler geride çakılı bir vaziyette topu sürekli ileri attılar. sonra o toplar beşiktaş kalesine, “bumerang” etkisiyle geri döndü. ve bu pozisyonların ardından stoperler ile bekler ilerideki arkadaşlarına bağırdılar! bu satırların başına ilk yarıdan istediğiniz dakikayı koyun, çünkü beşiktaş açısından hep aynıydı. sürekli, “daha önce bu anı yaşamıştım” sendromu içerisindeydi siyah-beyazlı oyuncular. bir tek quaresma’nın 31. dakikadaki şutunda güzel bir takım organizasyonu vardı. kartal’ın alkışlanacağı bir başka dakika ise egemen’in, olcan’ın ayağından topu söktüğü 20. dakika oldu. ilk yarının hakimi olan bordo-mavililer 2. devre de iyi oynadı ama 53. dakikada yüzde yüz golü atamayan quaresma’nın o güçsüz ayaklarına bir teşekkür borçları var. ben uzun zamandır böyle bir kırılma anı görmedim. iki dakika sonrasındaki fernandes’in direği bile bu kadar şaşırtmadı beni. maçta gol atacağı neredeyse kesin gibi olan trabzonspor, hepimizin bu beklentisini gerçekleştirmeye 62. dakikada çok yaklaştı. bu dakikada volkan’ın vuruşu direğin dibinden auta gitse de beşiktaş için çalınan kırmızı alarm bir türlü renk değiştirmiyordu. 68’de ısrarla “geliyorum” diyen gol halil’in şık çalımıyla kendini gün yüzüne çıkarabildi. hemen arkasından olcan’ın direkten dışarı çıkan topu az da olsa var olan umutları tamamen bitiriyordu. halil’in golünden sonra beşiktaş’ın yaptığı iki değişiklik de takıma yarar sağlamadı. daha farklı değişiklikler gerek demek ki!..