hayret! g. saray dün de g. birliği'ne yenildi: 2-1
sarı-kırmızılılar, oyunun başında bir gol kazanmalarına rağmen rakiplerinin attığı iki gole mani olamayarak mithatpaşa stadndan mağlup ayrıldılar. taraftarlar g. saray'ı protesto etti
necmi tanyolaç
galatasaray kendi sahasında iki maçı arka arkaya kaybetsin... olur şey değil.
mağlûbiyet bir tarafa, ezilsin, bitsin ve bir sıra takımı gibi sahayı başı önde bitirsin... son 15 senede, şampiyonlukta daima söz sahibi olmaz bir kulübün futbolde bu kadar hazin duruma düştüğünü kimse hatırlamıyordu... koca galatasaray'dı bu... hırslı, hırçın, renk sevgisi ile dolu galatasaray... geçen yılı çifte şampiyonlukla bitiren koca takımın dün gençlerbirliği karşsında ezilişini, bitişini veya yok oluşunu görseydiniz, üzülürdünüz, düşünürdünüz.
çifte şampiyonun enkazını seyretmeye artık tahammülleri kalmayan taraftarların da çoğu yoktu yerlerinde. sol tribünün köşesinde bir kaç vefakâr sarı — kırmızı gözüküyordu. o kadar. başlarının üzerinde de bir döviz: "baba gündüz yuva ya..."
dönse mesela şu anda dönse gündüz kılıç, ne yapardı bu bştmiş takıma? orası münakaşası edilmeye değer...
eh, galatasaray böyle olunca da mücadeleli gençlerbirliği'nin umduğunu bulması normal olacaktı. üstelik sarı — kırmızılı takım henüz birinci dakikada yılmaz'ın ortasına kale ağzında dalan nuri'nin kafa vuruşuyla 1-0 öne geçmişti. ama, gençlerbirliği bırakmayacaktı rakibini. nitekim, yedikleri golden sonra üç defa fırtına yaratan gençlerbirliği 32. dakikada oktay'ın ceza sahası dışından attığı yarım vole ile beraberliği yakaladı. zeynel'in ortaladığı topu turgay yumruklamış, oktay da voleyi çakmıştı. bu golde bütün defans suçluydu. nihayet, oyunun son golüne sıra geliyordu. bunu da 38. dakikada ali atacaktı. yine zeynel'in ortaladığı bir topagirmesiyle beraber ali voleyi patlatmıştı.
oyun ilk devrede atılan gollerle bitmiş sayılırdı, ikinci yarıda ankara takımı biraz defansa önem vererek oynayacak, galatasaray ise takım içi değişikliklerle oyalanıp, gidecekti. yuhalana, yuhalana...