karşıyaka - kasımpaşa maçındaki şike olayının yarattığı akisler ve olayın aynı zamanda bir ahlâk dâvası olarak ele alınması, sporla ilgili olmayan çevreleri dahi bu konuya eğmiştir. istanbul radyosunda «açık oturum» programını yöneten abdi ipekçi de, bu gerçekten hareketle son oturuma konu olarak «şike olayı»nıı seçmiştir. spor işlerinde yetkili devlet bakanı malik yolaç'ın bu oturuma katılmasına mukabil, karşıyakalılar yapılan daveti kabul etmemiş ve toplantıya gelmeyeceklerini bildirmişlerdir. bu sebeple federasyon kararını doğru bulmayan bir gazeteci (yeni istanbul spor yazarı sahir özbek), karşıyakalıların görüşünü benimsediğini belirterek oturumda yer alınıştır. hem hukukçu, hem spor yazarı ve spor spikeri olan halit kıvanç da, oturumun üçüncü elemanı olarak tartışmaya katılmıştır.
açık oturum'u bu noktaları ifade ile açan abdi ipekçi, ilk sözü malik yolaç'a vermiş. devlet bakanı da şike olayının nasıl meydana çıktığını, tahkikatın nasıl geliştiğini, çeşitli yönlerden yapılan incelemelerin şikenin gerçek olduğu sonucunu verdiğini naklettikten sonra şöyle konuşmuştur:
«tahkikatın ilk safhasında paranın alındığı sabit olmuş, fakat kimin verdiği öğrenilememişti. ancak iki futbolcunun şahsen bana yaptıkları ve sonradan imzaladıkları yazılı ifşaat, bu noktayı da aydınlattı. bu arada maçın hakeminin dahi çok önceden öğrenildiğini anladık. esasen uzun zamandır bu nokta üzerinde de duruyorduk. hakemlerin kim olduğunun federasyondan nasıl sızdığını da önemle araştırıyoruz.»
yolaç, federasyon kararının karşıyaka'ya bir ceza olmadığını. sadece yönetmeliğin tatbik edilişinin neticesi bulunduğunu belirttikten sonra, sahir özbek, «meselenin niçin evvelâ federasyonca ele alınmadığını. ceza heyetinin kasımpaşalı futbolcuları cezalandırdığı halde karşıyaka hakkında delil bulamadığını açıkladığını, bu bakımdan heyetin tenakuza düştüğünü» öne sürmüştür. devlet bakanı, meselenin bir ahlâk dâvası olması sebebiyle bakanlığının ciddiyetle bu konuyu ele aldığını. ceza heyeti kararında tenakuz olmadığını, kasımpaşalıların yenilmek için para aldıklarını itiraf ettiklerini, parayı veren belli değil diye parayı alanları cezasız bırakmanın doğru olmayacağım, maçın şike olduğu kabul edildiğine göre federasyonun yönetmeliği tatbik yoluna saptığını söylemiştir.
bu arada «maçın sonucu üzerinde anlaştıklarına federasyonca kanaat getirilen takımların hükmen yenik sayılacağına» dair yönetmeliğin 29. maddesi okunmuştur. sahir özbek, sadece kanaatle bir takım hakkında karar verilmesinin adil olmadığı noktasında ısrar etmiş. malik yolaç ise «maddenin sarih olduğunu, şikede 2 kere 2'nin 4 edişi gibi açık delil bulmak güçlüğü sebebiyle maddenin böyle hazırlanmış olduğunu, itirafların yeter delil olduğunu» belirtmiştir.
oturumun yöneticisi abdi ipekçi, sahir özbek'e «sizce şike bahis konusu mudur?» diye sormuş, özbek de «benim vardığım kanaat, karşıyaka - kasımpaşa maçında şike yapıldığıdır. ama bence kanaat kafi değildir. müsbet delil lazım» cevabını vermiştir. olayın hukuk açısından tartışmasına katılan halit kıvanç «bunun ilk şike olayı olmadığına inandığını, fakat delil yokluğundan, ispat güçlüğünden bugüne kadar hiç birinin ortaya çıkmadığını» ifade ettikten sonra, «yönetmelik sadece kanaat aradığına göre ceza hukukunun genel prensipleri bakımından, federasyonun kanaatle karar vermesinin mevzuata uyduğunu, ancak bu olayla anlaşıldığı üzere yönetmeliğin bu husustaki maddelerinin yeniden ele alınması gerektiğini» söylemiştir. karşıyakalıların üzülmekte haklı olduklarını belirten kıvanç, «fakat hedefleri yanlış. kendilerini bu duruma düşüren, 52 yıllık şerefli geçmişlerine leke sürmeğe çalışanlar, asıl hedefleri olmalı...» demiştir. teknik yönden o günkü karşıyaka'nın o günkü kasımaşa'yı 4-0 değilse bile 2-0 yenecek kudrette olduğuna inandığını ifade eden halit kıvanç, ipekçi'nin bir sorusuna cevaben «mevcut mevzuata göre, federasyon yönetmeliği tatbik etmekle doğru davranmış, ama neticede iki üç kişinin hatâsından bir topluluk zarar görmüştür. mevcut yönetmeliğe göre verilen karar normaldir, ancak ilerisi düşünülerek yönetmeliğin yeniden ele alınması da isabetli olur» şeklinde konuşmuştur.
devlet bakanı malik yolaç, «federasyonun karşıyaka'ya ceza vermediğini, ceza vermesinin bahis konusu olmadığını, cezanın ceza heyeti tarafından verilebileceğini, federasyonun kanaate dayanarak, ceza heyetinin ise müsbet delille karara varacağını» söylemiş, «eğer karşıyaka ligin ortalarında bulunsa, meselâ beşinci durumda olsa hükmen yenik sayıldığından altıncılığa düşecek ve böyle gürültü de kopmayacaktı. nitekim beyoğluspor'un itirazı üzerine hükmen yenik sayılan galatasaray, üçüncülükten dördüncülüğe düştü, hiç bir hâdise çıkmadı bu yüzden... karşıyaka sonda olduğundan hükmen yenik kararıyla kümeden düştü ve fiilen cezalandırılmış zannedildi» demiştir.
sahir özbek, federasyonun kanaatle karar vermesinin yetersizliğine tekrar dokunmuş, bu arada ifade verenlerin durumunun dikkate alınması gerektiği, ifşaatta bulunanların beykoz'da doğmuş futbolcular olduğunu söylemiştir.
40 dakika süren oturumun sonunda abdi ipekçi, tartışmaları şu sonuca bağlamıştır: «karşıyaka - kasımpaşa maçında şike olduğu intibaı, bu oturuma katılan devlet bakanı yolaç'la, özbek ve kıvanç'ta mevcuttur. yalnız bu kanaatin, neticede doğurması gereken durum hususunda ayrılık vardır. sahir özbek'e göre, karar sonunda karşıyaka kümeden düştüğüne göre, bu kadar ağır bir sonuca varan kararın kanaatle değil, müsbet delillere dayanılarak verilmesi lâzımdı. halit kıvanca göre ise, yönetmelik kanaati yeter saydığına göre, federasyon yönetmeliği tatbik etmek zorundaydı. malik yolaç ise, ceza heyetinin delille, federasyonun ise kanaatle karar vereceği hükmündedir. duyulan reaksiyon, aslında iki tarara da yönetmeliğin tatbikinde karşıyaka'nın kümeden düşmesi sonucunu vermiş olmasındandır.»