karşıyaka'nın hükmen yenik sayılmasiyle sonuçlanan şike olayı tahkikatında federasyonun çeşitli delillerden faydalandığı öğrenilmiştir.
ancak, bu deliller arasında iki kasımpaşalı futbolcunun 10 gün önce verdikleri ifadelerin büyük önem taşıdığı ve karara tesir ettiği anlaşılmıştır. şike olayı kararına müessir olan kasımpaşalı erol orhun'la yılmaz akgün'ün bu ifşaatını aşağıda aynen veriyoruz:
«karşıyaka maçından bir hafta evvel osman kaymak gelip mithatpaşadaki bir maçta tribünde bulunan sedat'la görüştü. reis teklifini orada yaptı. sedat da durumu bize bildirdi. beykoz kulübü de para teklif ediyordu. beykoz'un 12 bin lirasına karşılık maçı kazanmamız lâzımdı. oysa karşıyaka daha garantiliydi. izmir'e gitmeden önce perşembe günü son antrenmanı yapıyorduk. arkadaşlar osman kaymak'ın teklifi yapılırken, sen de bulun dediler. kaymak, gece saat 21 de aslan'ın evine gitmiş, onu bulamamış. biz antrenmandan sonra kulüpte kalmıştık. saat 21.30'da beşiktaş barbaros meydanında solda, yokuşun dibinde bankolara oturduk. burası buluşma yerimiz idi. rıdvan, adnan, erol, yılmaz ve rıdvan'ın bir arkadaşı vardı. osman kaymak geldi, pazarlık başladı. arkadaşlar, askerde dahi bulunan bütün kadro oyuncularının, yani 18 kişinin bu parayı alacağına karar vermiştik. böylece bizim teklifimiz 18 bin lira oldu. osman kaymak bunu çok buldu. gençlerbirliği maçını da satın alacaklarını, bu sebeple fazla para vermeyeceklerini söyledi. ben o zaman, «öyleyse beykoz ile anlaşırız» dedim. osman kaymak bu durumda düşündü ve bize «tamam» dedi. «para konuşmayalım. ben tüccar adamım» ve bize istediğimiz paranın verileceğini söyledi. «parayı cebinizde bilin» dedikten sonra, ayrıldık.
aramızda parayı kimin alacağı yolunda konuştuk. parayı gitmeyen bir arkadaşın almasına karar verdik. rıdvan, «ben gidip alayım» dedi. kabul ettik. esasen ailesi izmir'de idi ve eşi sezeryan ile çocuk doğurmuştu. onun gitmesi kimseyi şüphelendirmezdi. izmir'e maç için uçakla gidilecekti. sonra vazgeçildi. bandırma yolu ile manisa'ya gittik. bir gece orada kaldık, kaptan ahmet'e durumu anlattık. kaptan, rıdvan'a parayı maçtan evvel almasını, sahaya öyle çıkacağımızı söyledi. raşit, durumu orada öğrendi. ertesi gün izmir'e geldik. maç sabahı gar palas lokantasına giderek öğle yemeğini orada yiyeceğimizi söyleyip, liste verdik. oradan, fuardaki çay bahçesine gittik, oturduk, konuştuk. yemeğe gittiğimzüde nejat isminde şişman bir adam geldi. bizim italyan antrenörü alıp götürdü. altay'a transfer edeceğini söylemiş. karşıyaka kulübünden birisini yazıhanesine götürmüş. bizim sinyor orada rıdvan ile karşılaşmış. rıdvan şaşırmış ve «ne getirdiniz bu adamı?» diye söylenmiş. nejat isimli adam antrenöre, «18 bin lira verdlk. bunun 2 bini senindir.» demiş. maça gittik. ahmet, rıdvan'ı buldu. parayı alıp almadığını öğrendi soyunma odasına döndüğünde bize başı ile işaret yaparak, paranın alındığını anlattı. maç başladı. bizim takımda durumdan haberi olmayan birkaç arkadaş sertlik yapıyordu. buna rağmen 0-2 mağlûp duruma düşmüştük. biz tribünde oturuyorduk. osman kaymak yanımıza geldi ve bana, «ne oluyor bunlara? yarın gençlerbirliği maçımız var. hastayım da. sen, aşağı in de söyle, aert oynamasınlar.» dedi. ben «haftayımda arkadaşlarımın yanına gidersem, biçimsiz olacak» dedim «zaten 2-0 galipsiniz. o iş bitti» dedim. ikinci devrede adnan bana, «ağabeyim rıdvan karşıda açık tribünde oturuyor. onun yanına git. karşıyakalılar parayı geri almasınlar» dedi. ben de açık tribüne gittim. rıdvan'ı buldum. yanında karşıyakalı bir idareci vardı. tanımıyordum bu adamı. rıdvan söyledi idareci olduğunu. bu sırada osman kaymak, yanında 10-15 bıçkınla beraber göründü. rıdvan'ı aradıkları belliydi ben rıdvan'a «gidelim, dışarıda bir takside bekleyelim maçın sonunu» dedim. teklifimi idareciye söyledi. yürüdük, ben önden gidiyordum. bir aralık arkama baktım. osman kaymak rıdvan'ı kolundan yakalamış, yukarı doğru çekiştiriyordu. ben aşağı indim. bu sırada osman kaymak da indi. oradakiler etrafını sardılar. konuştukla rından şunları duydum: «alın bu heriflerden parayı. nasıl olsa galibiz.» kaymak yine yukarı çıktı, rıdvan'ın yanına. ben yılmazı buldum, «git rıdvan'a göz kulak ol» diyerek durumu anlattım. yılmaz gitti. biraz sonra rıdvan ve idareci adam geldiler «ne oldu?» diye sordum. rıdvan, «isterseniz parayı geri vereyim, ama, yarın gençlerle oynayacaksınız. neler yaptığınızı onlara anlatırım. onlar da yarın ona göre sizinle oynarlar» demiş. ve o zaman parayı almaktan vazgeçmişler.
stadyomdan çıktık. oradaki pastahanede maçın sonunu bekledik. durum 3-0 karşıyaka'nın lehine idi. maç 4-0 bitti. biz rıdvan ile bahribaba meydanından yukarı çıkan köprülü yola araba ile gittik. virajda varyanttaki gazinoda oturduk, kahve içtik. rıdvan, bahribaba meydanında ahmet ile buluşacaktı. bana «arabaya atla. aşağıdan ahmet'i al. gel» dedi. gittim ahmet'i buldum durumu anlattım. tekrar rıdvan'ın yanına beraberce döndük. rıdvan cebindeki 18 bin lirayı çıkardı. ahmet'e verdi, biz orada bu paranın kimlere dağıtılacağının listesini yaotık. rıdvan, ali'ye para verilmemesini istedi. beykoz tarafından geldiği için parayı ona verir, durumu anlatırsak gider konuşur dedi. arkadaşlarım hepsi evvelce sözleştiğimiz gibi bahribaba meydanında saatin altında toplandı. ahmet parayı dağıttı. rıdvan ile ben 1300'er lira aldık. altuğ için ahmet bana 500 lira verdi. altuğ ilerde duruyordu, yanıma gelmemişti. götürdüm ona verdim. o gece rıdvan ile ahmet izmir'de kaldılar. samim ağabey onları kadıfekale'de içki içerken görmüş. biz istanbul'a otobüsle döndük. yolda arkadaşlar ceplerinden masraf ediyorlardı. oysa izmir'e gelirken kimsede para yoktu. bu durum ali'yi huylandırdı. istanbul'a geldik. antrenman vardı. ertesi günü kimse gelmedi antrenmana. ali huylandığı için sondaj yapıyordu. öğle paydosunda rıdvan'a rastlıyor, «niye bana para vermiyorsunuz?» diyor rıdvan da, «ben paraları ahmet'e verdim, git ondan iste» diyor» ali, ahmet'e gidiyor, bulamıyor. özkay ile bana geldiler, kendisine neden para verilmediğini sordu. «bilmiyorum, git kaptan ahmet'e sor» dedim. o da samim ağabeye gitmiş. samim ağabey işi kurcalıyor. küçük erol'u buluyor. taraftarlar, kenan ve arkadaşları kulübe götürüp itiraf ettiriyorlar. bizim evleri dolaşmışlar. erol, ben para almadım diyor. sonra aldım diyor. sonra özkan, altuğ ve raşit imza veriyorlar. bizi bulmasınlar diye, biz kaçmıştık. durum meydana çıkınca rıdvan'la osman kaymak'a haber göndermek istediler. yılmaz'a para verip izmir'e gönderdik. bir zengin taraftar bulsunlar, parayı ben verdim dedirtsinler diye. fakat bunu yapma dı osman kaymak...»