ulusal gazeteler galatasaray’ı favori olarak göstermekle birlikte emin de olamıyorlar. milliyet gazetesi, maç ile ilgili tahminlerini;
“adana’nın sıcağında yapılacak olan maç galatasaray için oldukça önemli. sarı kırmızılılar bu maçtan iki puan çıkaramadıkları takdirde şampiyonluk yarışından iyice kopacaklar.”
sözleriyle tanımlayıp 2-1-0 olarak veriyor.
maç dolu tribünler önünde her iki takımın kaptanı erol ve fatih’in birbirlerine başarılar dilemelerinin akabinde başlıyor. maçın gelişimini milliyet gazetesinin “galatasay silindi” başlıklı yazısından aynen aktarıyorum:
“adana demirspor’un teknik gücünü, fizik üstünlüğünü ve hava şartlarına gösterdiği büyük uyumu yeterince değerlendirmeyen galatasaray bu maça özel bir tedbir almadan çıkınca önce sıcağın sonra da rakibin baskısına dayanamayarak kelimenin tam anlamıyla pes etti. özellikle orta alanın kontrolü rakibe geçince sarı-kırmızılı defans bütün elemanları ile birlikte adeta ‘koridor’ haline geldi. böylece kaçınılmaz biçime giren yenilgide gol farkının daha büyük olmasını harika kurtarışlar yapan kaleci haydar önledi.
maçın sonlarına doğru moral yönünden çöken galatasaray penaltı kaçırmasıyla da sahadan büsbütün silindi. fakat asıl yıkılış kaptan fatih’in oyunda değilken yarı sahasından yürüyerek aut atmak için hazırlanan kaptan erol’un yanına gitmesi ve kafa vurmasıydı. bu çok çirkin olaya centilmen adana seyircisinin ve diğer futbolcuların katılmaması takdire değerdi.
bizce maçın hakemi talat tokat da olaya seyirci kalmamalıydı. galatasaray kaptanının demirspor ceza alanına girmesine izin vermemeliydi. çünkü o anda aut atışı yapılacaktı. rakip takımdan kimse ceza alanında bulunamazdı. talat tokat, fatih’e düdük çalarak uyarsaydı, belki şokunu atlatır ve suç işlemesi önlenirdi. kurallar bu gibi pozisyonlarda hakemlere geniş yetkiler tanımıştır.
maçın başında galatasaray’ın enerjisini tüketmediği sıralarda geliştirdiği akınlarda ofsayt hattını izleyemeyen eren’in neden olduğu birkaç gol pozisyonunu başta hociç, sinan ve mustafa kullanamadılar. fakat dakikalar ilerledikçe zamanın galatasarayın aleyhine çalıştığı, demirspor ataklarının her an gole yaklaştığı fark ediliyordu. galatasaray devreyi haydar’ın ‘nefis’ kurtarışları sayesinde yenik duruma düşmeden bitirdi. ikinci yarıda ise üstünlük demirspor’da idi. özellikle tekin’in büyük efor sarf ederek beklenmedik pozisyonlarda topu rakiplerinin ayaklarından kapması galatasaray’ın defans elemanlarını fazla sinirlendiriyor ve kasti faul yapmalarına neden oluyordu.
demirspor’un bu her yönüyle fark edilen değerli galibiyetin oluşmasında başta kaptan erol’un, kaleci mustafa’nın, ibrahim’in, tekin’in, b. orhan’ın ve kamil’in payları büyüktü. ayrıca demirspor’un takım halinde enerjisini iyi kullandığı, teknik yönden de hatları arasında pas irtibatını sürdürdüğü ve gol alanlarını oyuncu kaçırarak bilinçli futbol oynadığı açık bir gerçekti.”