yine tanıl abilerdeki deplasman tribünümüze kurulduk. maçtan önce 4. sıradaki trabzonspor’un kaybetmesi ve 6. sıradaki sivasspor’un mersin’i deplasmanda 5-1 yenmesi bu maçı kesin kazanmamız gerektiğini gösteriyordu. ama bir yanda da bu sezon kötü olsalar da bir an önce 5-8 arasına girmek isteyen ve son iki yılın en parlak ekiplerinden biri olan kayserispor’u evinde yenmek zor iş. “trabzon puan kaybetmişken 1 puanın iyi” olduğuna karar veriyoruz…
3 sezon önce gençlerbirliği kulübü ile yaptığı anlaşmalardaki (ön protokol) bir açıktan yararlanıp kulübe kazık atarak kayseri’ye giden troisi’ye karşı “gıcığız”. bir de bu transferden önce kayserispor yönetiminin oyuncuları mehmet topuz’un beşiktaş ve fenerbahçe tarafından ayartılmasına kızıp ortalığı ayağa kaldırmasına rağmen troisi’yi “benzer” bir şekilde “kazıklayarak” almasından ötürü de kayseri’ye kızgınlığımız var…
troisi saçlarını sıfıra vurmuş. bu yüzden bizim ankara'da izlediğimiz avustralyalıdan çok türke benziyor. bunun geyiğini yaparken tanıl abinin oğlu ışık, "mehmet emin troisi" olmuş dedi. çok güldüm...
troisi son haftalarda parlayan oyuncu. zaten maçın hemen başında nefis bir hareket ile kaleci ile karşı karşıya kalıp sağ ayak dışı ile nefis vuruşu direkten dönüyor. bu andan itibaren gençler ipleri alıyor. bir serbest vuruşta azo’nun şişirdiği topu aykut nefis bir kafa ile tamamlıyor ve havalara uçuyoruz. maçta tek hakim oluyoruz. orta sahadaki presimiz ve aradan top kaparak rakibi güçsüz/dengesiz yakalamayı çok iyi yapıyoruz. tüm oyuncular inanılmaz soğukkanlı ve ayağa top yapıyor. tanıl abiye dönüp “abi bu kadro geçen yıldan bile kötü bir kadro. oyuncuların topu ayaklarına aldıktan sonra gösterdikleri soğukkanlılık ‘takım’a güvenlerini göster miyor mu? ” diyorum…
yasin’in karşı karşıya kaçırdığı top derken bir türlü ikinci golü bulamıyoruz. 45+’da troisi, soldan aldığı top ile önce 2 gençlerlinin karşısında 360 derece dönüp oyundan düşürüyor ardından karşısına çıkan bir oyuncuyu daha ekarte edip çaprazdan kale sahasına giriyor ve iğne deliğinden golü atıyor. kızıyoruz! hem de troisi… gol güzel ama daha da bir sinirleniyoruz yani!
devre arasında tanıl abiyle 1 puanın iyi olduğunda bir kere daha hemfikiriz. bu arada bugün fas’a giden özgeden bahsediyorum. biraz laklak ediyoruz…
ikinci yarı kayserili çok gazlı başlıyor. ama biz de her topu aldığımızda etkili oluyoruz. derken yandan gelen pas ve tum’un kale karşısından şutu… ve topun dağa taşa gitmesi. bu arada tanıl abi bir anısını anlatıyor hızlıca.
ozan ve necdet abi antrenman izlemeye gitmişler. fuat hoca tum’u onlara “golden head” diye tanıtmış. gülmüşler ve ardından ozan abi “but silver foot” demiş. gülmeye devam etmişler.
bu şuttan sonra tanıl abi bana bakıp “silver” abi… dedi gülüştük. birkaç dakika sonra bu sefer soldan yasin girdi ve aynı pozisyondaki tum’a çıkartı. tum o kadar güzel vurdu ki! top yerden ve tam kale direği dibinden fileleri buldu! ben hemen tanıl abiye dönüp “silver mı abi? ne silver’ı be!” dedim ve güldük…
biz biraz geri çekilmeye başladık. bu arada tanıl abi “çok erken attık be daha 30 dk var” diyordu. kayseri yüklendikçe yükleniyordu derken soldan yerden orta ve riveros’un dokunuşu… 2-2…
75. dakikada yasin'in yerine zec oyuna girerken tanıl abi, zec'in geçen yıl her iki maçta da kayseri'ye nefis 2 gol attığını hatırlatıyor...
kayseri yüklendikçe yükleniyordu ve “1 puan kesinlikle iyi!” diye aklımdan geçiriyordum. pek alışkın olmadığımız şekilde beş dakika uzatmayı görünce “eyvah” dedik.
90+2’de soldan ergün resmen çizgi üstünden ileri top attı. oyuna sonradan giren murat duruer topu önce bir açtı. kayserili yetişip önüne kaydığı anda ortaladı ve ceza alanı içinde bulunan zec sağ ayağı ile nefis bir dokunuş yaptı!!!! 3-2…
son yılların en heyecanlı ve güzel maçı oldu. hem takımın ortaya koyduğu oyun ve direnç hem de bunun sonunda alınan 3 puan nefis oldu. 11 oyuncu da inanılmazdı ama bence azo bugün enfes oynadı!
maç içinde ve sonunda ümit kıvanç ile tanıl abinin telefonda yaptıkları kritikleri de görülmeye değerdi.
tam çıkacakken tanıl abi bana döndü ve “bundan sonra her ‘en’ kritik maçımızda özge’yi fas’a gönderiyoruz mali” dedi ve kahkahalar attım! :)
rakamlarla 2002-03’den sonraki en iyi sezonunu geçiren (lig tarihindeki en iyi 6.) gençlerbirliği’nin her hafta maç öncesi ve sonrası taraftarlara kağıt kalem alıp hesaplamalar yaptırmasını çok çok çok özlemişiz. maçtan sonra twitter’da fuat hocaya da bu konuda bir twit attım ve “hesaplama yapmayı çok özlemişiz hocam. emeğinize sağlık!” dedim.