gs lisesinde maçlara gidecek yaşa geldiğimden itibaren lefter'i büyük bir zevk ve fb'de oynadığından dolayı keşke biz de olsaydı diye kiskançlikla seyrederdim.
hatta 1963 senesinde karagümrükle, fenerbahçe stadında, bir hazırlık maçında kendisine karsi oynadım. ne büyük zevkti aynı sahaya ayak basmak.
ankara'da, odtü'deyken, 19 mayıs stadında, yanılmıyorsam romanya'ya 50inci milli maçını oynarken oradaydım. o zamanlar 50 kere milli olmak imkansız bir şeydi....
kadri aytaç ile çekişmeleri hiç unutulmaz (ikisi de tam piçti, maçı kazanmak için her şey yaparlardı... tabii ki bugünkü anlamda değil.)
hiç unutmam karagümrükten, galatasaray'a giden arkadaşım, deli doğanı, bir gs-fb maçında oyundan attırmıştı ve de hayatımda gördüğüm en garip penaltıya sebep verdirerek.
doğan, sigortasının çok çabuk atması ile meşhurdu. mudaafa oynayıp lefter'i tuttuğunda, gs kalecisi degajı yapıp top öteki sahaya gitmişken, lefterle doğan gs onsekizi içinde yanyana yürüyorlardı. lefter doğan'a ne dediyse, deli doğan lefter'e bir yumruk attı ve hakem gördü. faul yapıldığı yerden atılrı. top fb onsekizinden alınıp gs penaltı noktasina kondu ve doğan oyundan atıldı.
hala o zamanki fb takımı kafamdan çıkmaz: selahattin - seracettin, basri - akgün, naci, necdet - ergun, şeref, şirzat, can, lefter.
tabii ki en unutulmaz maci turkiye - macaristan maçıydı.
macar takımı dünyanın en iyi takımıydı. türkiye'ye yenilmesi mevzu bahis değidli. gidip de giremediğim o maçta, macaristan'ı 3-1 yenmiştik.
türk milli takımının en büyük başarısı olarak bilinir.
bu yaz büyükada'ya kuzenime gittiğimde, görmeğe gittim, (kendisinle hiç bir konuşmuşluğum ve tanışmışlığım yok) merhaba demeğe, o bilinen yerinde yoktu, iskelede kzı kardeşiyle konuştum.