israil federasyonuna yaptığımız milli maç teklifi müsbet karşılanarak mutabakat cevabı gelmiştir. (a) milli takımımız israil ile 16 mayıs 1962 de türkiyede 18 kasım 1962 de ise israilde karşılaşacaktır.
spajic, "italya'ya karşı beraberlik başarıdır" diyor
avrupada milli takımların 6 ay evvelinden maça hazırlandığını söyleyen antrenör, israil karşılaşmasından da çekiniyor
malatya, bahattin erdem bildiriyor
milli futbol takımı antrenörlüğüne getirilen spajic, «italya karşısında bir beraberlik bence başarı sayılır» demiştir.
kendisinin bir çalıştırıcı olduğunu söyleyen spajic, milli takımın tespitinde geç kalındığını, avrupada milli takım bünyesinin 6 ay evvelinden tespit edildiğini, bizde ise geç kalındığını ve maçlara yakın tarihlerde takım tespit edilerek telaş içinde hazırlıklara girişildiğini bildirmiştir.
italya maçından evvel yapılacak israel maçının da zor geçeceğini temas eden spajic, «tel-aviv'de maç kazanmak çok zordur. onun için her iki maç için şimdiden disiplinli bir çalışma devresie girmek lazımdır» demiştir.
naci ve lefterin milli kadroya alınıp alınmaması hususunda sorulan bir suale, bunu teknik komite bilir, şeklinde cevap veren yugoslav antrenör, «milli takımın en kuvvetli şekli sizce nasıl olmalıdır?» sualinin cevabını da teknik komiteye bırakmıştır.
milli futbol takımımız, tel - aviv'de bugün israil milli takımıyla geçen mayıs ayında istanbulda 1-0 kazandığı maçın revanşını oynayacaktır.
tel-aviv'in 45.000 kişilik ramatgan stadında yunan hakemi statakoz ile israil'li bir yan hakem ve bedri çakır'ın yan hakemlikleri idaresinde yapılacak bu karşılanmaya türk ve israil milli takımları mahalli saatle 15 de şu tertiplerle çıkacaklardır:
türkiye: turgay - candemir, ahmet - suat, naci, mustafa - tarık, şeref, şenol, metin, uğur
iki taraf arasında yapılan anlaşma gereğince maç boyunca kaleci hariç taraflar üçer oyuncu değiştirebileceklerdir.
kıbrısta yaptığı hazırlık maçını 5-0 kazanan milli takımımızın, avrupa kupasına hazırlanan normal tertibiyle tel-aviv'de yapacağı karşılaşma büyük bir ehemmiyet taşımaktadır. bilhassa italyanlar bir hafta sonra bologna'da oynanacak avrupa kupası maçı dolayısiyle türk takımının israil'i ziyaretini büyük bir dikkatle takip etmektedirler.
nitekim avrupa kupasında iddia sahibi italyan milli takımının tek seçicisi edmonda favvri, yanında italyanın tanınmış futbol yazarlarından bir grup olduğu halde dün tel -aviv'e gelmiştir.
evvelki gün yaptığı antrenmandan sonra dun dinlenme imkanını bulan milli futbol takımımız israil'e karşı defansta emniyetli, hücumda netice alıcı bir taktikle oynayacaktır. federasyon başkanı apak, antrenör spajiç ve teknik komite azası adnan akın italyan maçının taşıdığı öneme temas ederek «burada, bologna maçının hazırlığını ve oyun şeklini tatbik edeceğiz.» demişlerdir.
milli takım namzetleri dün tel -aviv mahalli ligi maçını takip etmişlerdir.
şöhretli macar antrenörü mandi'nin idaresinde hazırlanan israil milli takımı galibiyetten ümitli görünmektedir. iki hafta evvel tel-aviv'de isveç'e 4-0 yenilen israil'li futbolcular «türk takımına karşı bu defa şansımız çok fazla» demektedirler.
türkiye - israil milli maçı tel-aviv de büyük bir alaka ile beklenmektedir. halk 4 yeni futbolcunun yer alacağı israil takımından galibiyet beklemekte, 45.000 kişilik stadın biletlerinin bir kısmının karaborsaya düştüğü bildirilmektedir.
tel-aviv radyosu mahalli saatle 15'den itibaren maçı israilce yayınlayacaktır.
bu yazı, türk milli takımını kıbrıs'ta seyreden, tanınmış israil spor yazarlarından dov atzmon tarafından milliyet için özel olarak kaleme alınmıştır.
bugün ramatgan stadında milli takımımızla karşılaşacak olan türk ekibi, bizim için hiç de meçhul bir kuvvet değil... hele türkleri kıbrıs'ta gördükten sonra, daha iyi tanıdığımızı tanıyorum.
hemen belirtmem gerekir ki, türkler sür'atli ve mahir futbolcularıyla her takım için tehlikelidir. mayısta istanbul'da oynanan ve bir penaltı golü ile biten maçı, bu defaki karşılaşma için ölçü olarak almak hatâ olur. ancak başka yönden bakılırsa, türklerin de, istanbul maçını israil takımı için bir kıstas kabul etmemeleri lâzımdır. israil takımı, bu defa kendi sahasında, kendi seyircisi önünde oynayacaktır. bunlar bir milli maçta yabana atılamayacak avantajlardır.
israil takımı bir «yeniler - eskiler karması» şeklinde çıkacaktır. gençlerden dinamizmi, eskilerin tecrübesiyle birleşecektir. türkiye'ye gitmiş, fakat sakatlıkları sebebiyle oynayamamış olan rozenbom ve tish, bu deda israil onbirinde yer alacaklardır. herhalde israil, kendi sahasındaki maça en kuvvetli tertibiyle çıkmapa çalınacaktır.
ama, kıbrıs'ta seyrettiğim türk takımı, kötü sahada iyi oynayamamış olmasına rağmen, gene de bir fikir vermiş ve israil'i yenebilecek kudrette olduğunu göstermiştir. bu, benim görüşümdür. bazı israil otoriteleri tamamen aksi fikirde olmakla beraber, turgay gibi güvenli bir kaleciyi, metin gibi bir golcüyü, tarık ve uğur gibi iki sür'atli açığı, şeref ve birol gibi top götürücü iki elemanı, naci gibi sağlam bir santrhafı, candemir - ahmet şeklindeki zor aşılır defansı gözönüne getirince, türk takımına gerçekten şans vermek gerekiyor.
* iki gündür tel-aviv'deyiz... ilk söz: hava sıcak, bize göre fazlaca sıcak... termometreler 33 dereceyi gösteriyor. istanbul'dan ayrıldığımız gün hava, hiç de fena sayılmazdı. buna rağmen, iki memleketin iklimi mukayese edilince, tel-aviv'de sıcaklardan kendini denize atanlar, hepimizin garibine gidiyor... iklim şartlarındaki değişiklikten en çok tesire kapılanlar, hiç şüphesiz milli kadrodaki galatasaraylılar... geçen hafta bugün polonya'nın en soğuk bölgesi katewice'de bytom'la maç yapmışlardı. «arada bir kar atıştırıyordu. hava o kadar soğuk ve sertti ki... kendimize gelebilmek için bir hayli ısınma hareketleri yapmış ve çoğumuz kanyak içmek mecburiyetinde kalmıştık...» diyorlar ve tel-aviv'deki temmuz ortası hararetine kendileri alıştırmak için gayret sarfediyorlar...
* sıcaklardan sora milli takım futbolcularını sarsan ikinci husus: yorgunluk. seyahatlerin üstüste gelişi, çoğunun maçlardan yorgun çıkışı, avrupa kupa karşılaşması gibi cidden çok mühim bir mücadele arifesinde umumi bir dezavantaj kabul edilebilir... bir de ürkeklikleri var çocukların... şu âna kadar tespit edebildiğim havayı belirtmeye çalışayım... gerek bugünkü israil maçı, gerekse gelecek haftaki italya maçı için takımda umumi bir çekingenlik, ürkeklik, isteksizlik dikkati çekiyor... mamafih, içlerinden tecrübelilerin ifade ettiği gibi «israil geçmeleri lazım...» moral meselesi.. burada takılmaktan ve bologna'ya mağlûp gitmekten çekiniyorlar...
* seyahatin ikinci durağı sayılan tel-aviv'e kadar kulağımıza gelen konuşma ve maç tartışmalarının ağırlık merkezini italya maçı teşkil etti. en büyüğünden en küçüğüne kadar, hepsi avrupa kupasında karşılaşacağımız italyanın son durumu hakkında bir şeyler sorup, öğrenmeğe çalışıyor... italyanın viyanada avusturya'yı yeniiini bizim için aleyhte bir durum kabul edenler kadar, lehte görenler de var... sanki israil'de iki maça birden çıkacağız... buna, avrupa kupası için iyi bir deneme de denilebilir. pek tabii ki denemeden en iyi netice ile çıkmak lâzım.
* biraz da futbolculardan... takım kaptanı turgay da pek büyük bir değişiklik yok... tecrübeli kaptanın rengi hafif sarımtırak. onunla gezenler, bu renk değişikliğinin sebebini bilirler. maç rengi bu... mamafih, oyuna hazır. gençler grubundan candemir, tarık, uğur, birol, şenol, heyecanlı görünüyor. ahmet berman sakin... arada bir «burada yenilmeyiz.» diyor. metin, tel-aviv'de de halkın sevgilisi oluverdi. nerede görülse, etrafı çevriliyor. metin'in italyada bir hesabı var. italya'ya karşı çok arzulu ve hırslı oynayacağı muhakkak... kafilede diğerleri fazla sakin sayılmazlar. idareciler dikkatli... hasılı, israil maçına hazırız. sıcaklar, saha ve seyirci dezavantajlarına rağmen ümitliyiz de...
tel-aviv'de oynanan maçı seyreden fabbri "türk takımı tehlikeli bir rakio" dedi
galibiyeti sağlayan golleri 11. ve 44. dakikada şenol attı
israili israil'de 2-0 yendik. tam on iki yıl önce aynı formalı takıma bu stadda 5-1 yenildiğimizi hatırlayınca, hattâ o kadar uzağa gitmeden, daha altı ay önce aynı rakibi kendi toprağımızda ancak penaltı golüyle yenebildiğimizi düşününce bu sonucu başarılı saymak gerek. fakat milli takımızın dün çıkardığı oyun, futbol olarak pek başarılı değildi.
israil takımı, daha ilk andan itibaren canlı bir oyun tutturdu ve kalemizi tehdide başladı. işte bu sırada şenol'un attığı ilk gol, uzun sürmesi muhtemel bir baskıyı önledi. metin'in pasına durdurmadan şut atan şenol, topu kalecinin eline vurdurarak filelere yollamıştı. böylece daha 11, dakikada türk takımı 1-0 galip duruma yükseldi.
devre biterken şenolun ikinci golü
yedikleri gole rağmen israil futbolcuları aynı canlılıkla kalemize hücum ediyorlardı. aksine müdafaamız da, naci hariç, başarılı bir gününde değildi. sağlı, sollu bu ataklar sırasında naci, mentchel'in gole giden bir akınını kesmeğe ve beraberlik teklikesini önlemeğe muvaffak oldu.
ramatgan stadını dolduran 35 bin seyirci, heyecan içinde takımını teşçi ediyor ve her an gol bekliyordu. müdafaamızın aksaması, israillilere bu ümidi vermişti. ancak. 35. dakikada bir kontr-atak, tehlikeyi kalemizden israil yarı sahasına aktardı. ne var ki, şenol, metin'den aldığı pası pek yakından dışarı atarak bir golü kaçırıyordu.
fakat aynı şenol, devrenin bitimine bir dakika kala, kornerden gelen topa gerçekten şahane bir kafa vuracak ve ilk yarının 2-0 kapanmasını sağlayacaktı. bu suretle devre, şenol'un golleriyle sona erdi.
maçın ikinci yarısında iki takım da tertiplerinde değişiklik yaptılar. bizdeki değişikliğin pek faydalı sonuç verdiği iddia edilemezdi. çünkü takım, hele müdafaa aksamağa devam ediyordu ve geride gene naci, en başarılı adam olarak israil hücumları na karşı koyuyordu. bu arada kaleye girmiş olan özcan da, stelmach'ın 53. dakikadaki atağında bu tehlikeli forvetin ayaklarına atlayarak mukakkak bir golü kurtarmayı başardı.
israil akınları sıklaştıkça, futbolcularımız biraz sert oynamağa başladılar. bunun tek sonucu ise, yarı sahamızda sık sık aleyhimize faul çekilmesi oldu. takımımız dağınık bir tempo içinde, 2-0'lık avantajını korumağa çalışırken, forvete çıkan shmulevitz ayağına geçirdiği topu çok sert bir şutla kalemize gönderdi. özcan, bunu da kurtardı. ve az sonra da maç türkiye'nin 2-0 galibiyetiyle son buldu.
israil maçı, mayıstaki karşılaşmanın revanşı olmak dışında italya maçının son ve ciddi denemesi hüviyetiyle de önem taşıyordu. bu sebeple yabancı sahada alınmış 2-0'lık galibiyeti takdir etmekle berabeaber, önümüzdeki pazarn provasını ümit verici bulmadığımızı kaydetmemiz gerek.
maçtan sonra futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak, «karşılaşmayı ve daha ziyade takımımızı seyreden italyan seçici - antrenörü fabbri'yi yanıltmak için hücum oynadığımızı» söyledi ama, aksayan tarafımızın «müdafaa» oluşu, italya maçı için bâzı endişeler yarattı. italya maçı arifesinde israil'de oynamakla, esasen fabbri'ye takımızın ve futbolcularımızın özelliklerini göstermiş, rakibimize açık vermek hatasına düşmüştük.
eğer israil forvetleri yakaladıkları fırsatları değerlendirebilselerdi, umumiyetle başarılı oynayamayan müdafaamızın, beraberliği verebileceğinden endişe duyulurdu. herhalde öbür pazara kadar, takımın aksak taraflarının düzelmesi şart. aksi halde, tel-aviv'deki oyunumuzla bologna için fazla ümitli olamayız.
türkiye - israil milli futbol maçını seyreden italya milli lakım tek seçicisi edmondo fabbri, «türk takımı bizim için çetin ve tehlikeli rakip. bologna'daki mücadeleyi kazanmak bizim için kolay olmayacak» demiştir.
tel aviv'in ramatgan stadında yapılan karşılaşmayı italyan gazetecileri ile birlikte büyük bir dikkatle takip eden ve maçtan sonra «türk takımı fizikman ve teknik cepheden çok iyi. ikinci devredeki tertibi daha çok beğendim.» diyen fabbri, israil gazetecilerine de «türklerle berabere kalırdınız.» şeklinde beyanat vermiştir.
türk futbolunun son senelerde büyük bir gelişme kaydettiğine temas eden italya milli takım tek seçisi, devamla şunları söylemiştir, «bir noktaya temas etmek isterim: "türk milli takımı ile yapacağımız maçı farklı kazanırız" tarzında bir beyanat vermiş değilim. aksine, türklerden çekindiğimi ifade etmeye çalıştım. italya'dan buraya gelişim de, türk takımına verdiğimiz ehemmiyeti gösterir. tekrar edeyim, türk milli takımı bologna'da, istanbul'da da bizim için tehlikeli rakiptir."
fabbri, türk takımından en çok naci, metin, ikinci devrede oyunu giren kaleci özcan ve golcü forvet şenol'u beğendiğini de ifade etmiştir.
2 aralıkta bologna'da milli takımımızla avrupa kupasındaki ilk eleme karşılaşmasını yapacak olan italya milli takım kadrosunun, milan'ın bu hafta içinde londra'da ipswich town'la oynayacağı avrupa sampiyon kulüpler kupası maçından sonra tespit edeceğini açıklayan fabbri, sormani ve pascutti'nin kadrodan çıkartıldığını bildirmiş ve şöhretli futbolcuları yeni kadroya da çağırmayacağını tekrarlamıştır.
futbol frderasyonu başkanı orhan şeref apak. 2-0'lık neticeden memnun olduğunu belirtmiş ve «bu, bir denemeydi. burada fabbri'ye takımımızın işleyiş tarzı hakkında ters fikir vetmek için ofansif oynadık. bologna'da defansı kuvvetli tutacağız.» demiştir.
israil milli takım antrenörü macar mandi'de «beraberlik hakkımızdı» şeklinde görüşlerini ifade etmiştir.
corriere dello seva gazetesinin tel-aviv muhabiri de felice ise gazetesine verdiği kritikte türk takımını beğenmediğini kaydetmiştir.
şenol «vazifemi yaptım» dedi
milli takımımızın iki golünü atan şenol, maçtan sonra kendisini kucaklayan arkadaşlarına ve tebriklerini bildiren basın mensuplarına «bilmem ne söyeyeyim. vazifemi yaptım. sevinmek hepimizin hakkıdır» demiştir.
kafilemiz yarın roma'ya geçiyor
türk milli takım kafilesi yarın uçakla tel-aviv'den roma'ya geçecektir. roma'da bir gece kalacak olan milli takım, çarşamba sabahı trenle bologna'ya gidecek ve italya maçına hazırlanmak üzere kampa girecektir.