sevecen tunç'un "trabzon'da futbolun toplumsal tarihi: mektepliler, münevverler, meraklılar" kitabından;
savaş ve işgal yıllarının geride bırakılmış ve milli mücadelece girilmiş olmasının yarattığı coşku ve iyimserlik ile kentin yeniden imarına başlanması, yeni cemiyetlerin açılması, gazetelerin basılması ve eğitim faaliyetlerinin yeniden örgütlenmesi kent yaşamında büyük bir hareketlilik yaratmıştı. bu ortamda gerek mesleki dayanışmanın sağlanması, gerekse milliyetçi fikriyatın yayılması amacıyla kurulan muallimler cemiyeti bünyesinde modern sporlarla uğraşılması fikri gündeme gelmiş; ancak öğretmenler arasında çıkan bir uzlaşmazlık cemiyet bünyesinde ve cemiyetten bağımsız olmak üzere iki farklı spor kulübünün kurulmasıyla sonuçlanmışa. bunlardan ilki 20 ocak 1921 de "muallimler cemiyeti'nin himayesini reddederek" münir pertev subaşı'nın konağında bir araya gelen bir grup öğretmen ve tüccar tarafından kurulan trabzon idmanocağı idi. trabzon lisesinde ingilizce öğretmenliği yapan münir bey, yetiştirdiği üst düzey bürokratlarla da bilinen, trabzon'un tanınmış ailelerinden subaşızadeler'dendi. nitekim o da aile geleneğini bozmayarak, kulübün kurulusundan birkaç yıl sonra dışişleri bakanlığı'nda çalışmak üzere ankara'ya gidecek; başkanlık koltuğunu vilayet encümen azası olan ziya bey'e devredecekti. kulübün kurucularından hıfzırrahman raşit öymen öğretmen okulunda pedagoji; mustafa sami bey ise yine aynı okulda beden terbiyesi öğretmeniydi. kulübün kuruluşunda yer alan ancak kısa bir süre sonra vefat eden burhanettin kahyaoğlu mekteb-i sultani (galatasaray lisesi) mezunuydu ve o dönem trabzon lisesinde fransızca derslerş vermekteydi. kentin genç tüccarlarından hacı yusufzade mehmet ali tecimer, subaşızafe kemal özsubaşı ve tevfik yunuoğlu kulübün kuruluşuna önderlik eden isimlerdendi. cocak'ın sembol ismi kaptan rıza namıyla bilinen kuğuzade mehmet rıza ve kardeşi süleman rıza beylerin de mekteb-i sultani'de aldıkları eğitimin ardından trabzon'a dönerek, kuruluşundan on gün sonra kulübe katıldıkları bilinmekteydi. tevfik yunusoğlu ve kuğu kardeşlerin de tıpkı burhanettin kahyaoğlu gibi galatasaray geleneğinden geliyor olmaları, kuşkusuz kulübün alamet-i farikası olarak 'sarı-kırmızı' renklerin seçilmesinde önemli bir etkendi. ayrıca bu kişilerin varlığı sarı-kırmızılı iki kulüp arasında yakın ilişkilerin geliştirilmesini sağlayacak ve bu bağ ileride görüleceği üzere, idmanocağı'na çeşitli faydalar getirecekti.
sivil dinamiklerin zayıf olduğu futbol ortamında, kulüplerde sporcu veyahut yönetici olanların aynı zamanda kentin siyasi ve toplumsal kurumlarında üst düzey görev yapan kişiler oldukları bilinmektedir. idmanocağı bu koşutluğu nemlizadelerden çulhazedelere, subaşızadelerden kuğuzadelere trabzon'un tanınmış ailelerinin üye olduğu bir kulüp olarak çarpıcı biçimde sergilemektedir. bu durum aynı zamanda, ileride kentin bir diğer önemli kulübü idmangücü ile girilecek rekabette, ocaklılar için yapılan "zadeyan" yakıştırmasının tarihsel temelidir. ocak gerek kurumsal süreklilik, gerek ekonomik güç ve gerekse kazandığı başarıar sayesinde kısa sürede trabzon'un en popüler kulübüne dönüşecek ve kentin futbolda sahip olduğu bölgesel liderlik iddiası bu kulüp üzerinden somut hale gelecektir. sadece birkaç hafta sonra muallimler cemiyeti'ne bağlı olarak kurulacak olan idmangurubu ise kısa ömürlü bir kulüp olarak faaliyet gösterecektir.
idmangrubu 10 şubat 1921'de mahmut muammer yarımbıyık, cahit zamangil, celalettin avni abanozoğlu, süleyman hatipoğlu, agâh erdemli, burhan ve kenan oğuzlu gibi isimler tarafından kurulmuştur. kuşkusuz bu isimler de kentin içtimai hayatında söz sahibi kimselerdir. idmanocağı'nın kuruluşunda da yer alan mustafa sami bey kulübün ilk başkanı olur. sarı kırmızılılar karşısında idman grubunun renkleri san laciverttir. istanbul adresli renk tercihi dışında hami/fahri reis seçimi de iki kulüp arasındaki rekabeti yansıtır niteliktedir. 1922 yılında idmanocağı lokalini ziyaret eden kazım karabekir paşadan kulübün hami reisi olması istenmiş, paşa da bu teklifi geri çevirmemişt ir. bunun üzerine idmangrubu yöneticileri gönderdikleri telgrafla kulübün fahri reisliğini mustafa kemal paşa'dan rica etmişler, paşa da müsbet cevabını kulübe bildirmiştir. kent futbolunda mücadelenin fitilini ateşleyen bu iki kulüp arasındaki ilk karşılaşma 1921 yılının mart ayında oynanmıştır. maçın sonucu, ocak'ın kuruluş haberi ile birlikte istanbul'da çıkan dönemin ünlü spor dergilerinden spor alemi'ne şöyle yansır: anadolu şu son senelerde spora kavuştu. istanbul'dan giden gençlerimiz orada da bu cereyan ile karşılaştılar... bilhassa, bu cereyan arasında trabzon'u zikretmeden geçemiyoruz. şehrin en büyük kulübüne idman ocağı nâmı verilmiş, formasını da krem üzerine kırmızı bir arma teşkil ediyor. reisliğine sultân! mektebi ingilizce muallimi münir bey tayin edildiği gibi, diğer â'zâlan da şehrin en kıymetli gençleridir. şimdiye kadar yaptığı maçlardan bazılarının neticelerini derç ediyoruz. trabzon idman ocağı kırmızı takımıyla muallimler cemiyeti idman grubu birinci takımı arasındaki müsabakada sıfıra karşı üç sayı ile idman ocağı kazanmıştır.