garip bir tabiatımız var. sevinemiyorum veya, neye üzülmek gerektiğini bilmiyoruz... macaristan milli maçı hariç, yabancı takımlara karşı kazandığımız bunca galibiyetten sonra şöyle gerine gerine «ohh» diyerek sevinç duyduğumuzu hatırlamıyorum.
bırakalım geçmiş seneleri. daha iki ay evvel galatasaray koca ferençvaroş'u mithatpaşa'da ipe tesbih dizer gibi yenerken de «niçin 4 gol da, 8, 9 değil» demiştik.
dün fenerbahçe, irlanda'nın neresinden gelirse gelsin, mutlaka britanya adaları futbolundan bir şeylerle yüklü linfield'i 4-1 yenerken de, mithatpaşa stadını dolduran mahşeri kalabalıktan gerine, gerine sevinç duyan pek azdı. hele. «parti kursalar seçimi kazanırlar» denilen fenerbahçe seyircisinin 4-0 galip durumda oynayan takımlarına, golü yedikleri andan itibaren küsüşü maçın başka bir hadisesiydi...
linfield için «kasaba takımı» denildi.. «kolej takımı» denildi. ama canım, ne derlerse desinler, bu takım, saz takımı değil ki?
bir kolej takımının avrupa şampiyon kulüpler turnuasına veya kupa galipleri kupasına katıldığını hatırlıyor musunuz?
haydi, haydi! üçüncü turun yolunu aydınlatan su galibiyetle neş'elenin bakalım.. mürüvvete endaze olmaz.