halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
1961, aynı zamanda dünya kupası finallerine katılma şansımızı getirecek ya da götürecek yıldı. rakiplerimizin evinde oynadığımız ilk maçlarda, norveç'i yenmiş, sovyetler blrliği'ne yenilmiştik, istanbul'daki rövanşlar için bayağı ümitliydik. kendi toprağmda yendiğimiz norveç'e evimizde fark yapabilirdik. moskova'da 1-0'dan fazlasını vermediğimiz rusları da yenebilirdik, işte norveç maçı gelip çatmıştı. pertev tunaseli ile mikrofon basındaydık. oyunun akışını o anlatıyor, ben daha ziyade kritik yapıyordum. oyun, hiç de beklediğimiz, ümitlendiğimiz gibi gitmiyordu. hatta iyi gitmiyordu, demek gerekirdi. çünkü bizim atacağımızı norveç atmıştı. fark beklediğimiz oyunda 1-0 yenik durumdaydık. neyse ki, çok geçmeden aydın (karagümrük'te parlayıp fenerbahçe'ye geçecek yıldız futbolcu) beraberliği sağlayan golü atıyordu. daha sonra da bu maç için italya'dan (palermo'dan) getirilen metin oktay galibiyetimizi ilan eden golü çıkarıyordu. 2-1 galip geldiğimize şükrediyorduk. ve o moralle sovyetler'i yenmemiz artık hayal olmuştu. hayalden öteye geçemedi de.. sovyetler 2-1 kazandı ve bize şili yolunu kapadı. şeref sayımız metin'dendi.