yazısız ve yorumsuz karikatürler olur ya aşağıdaki acı hikâyede resmedilen futbolcu için de hiçbir şey söylemeye gerek yok. futbolcunun bir genç adam olarak portresi diyebiliriz, o kadar. onun ötesinde söylenecek tek şey arca'nın yaşadıklarının eskişehirspor'u eskişehirspor yapan sevginin acıyla imtihanı olduğudur...
"1970 yılı aylardan aralık... 27'sinde göztepe ile yapacağımız önemli maç için dural otel'de kamptayız. eşim hamile. salı günü ssk'ya yatırdık, perşembe günü müjdesini aldık, bir çocuğumuz oldu. biz maçı kazanıp galibiyeti bebişe armağan etmeyi düşünüyoruz... cuma günü burada her şey süt limandı. cumartesi günü antrenmandan sonra bir telefon geldi 'acele hastaneye gelin diye. gittik, çocuğumuz zatürreeden dolayı vefat etmiş. hastaneden dediler ki "çocuk iki-üç gün yaşadığı için cenaze namazı kılınması lâzım." ne yapacağız? pazar sabahı, yani maç sabahı hastaneye gittik ve cenaze namazını kılıp akademi'nin arkasındaki çocuk mezarlığına gömdük, yavrumuzu büyük bir acıyla kendi elimizle defnettik. rahmetlinin adını da osman koymuştuk, allah rahmet eylesin. bebeği toprağa verdik ama öğleden sonra benim maçım var. bir çizginin üstündeyim; ya bu dünyada kalacağım ya da geriye doğru dönüş yapacağım. o an bu kararı vermek çok zor olsa da ailem için, kendim için ve takımım için bu dünyayı seçtim. arkadaşlarım usuleten oynar mısın?' diye soruyorlar ama gözlerinden oynamamı istediklerini de anlıyorum, maç da önemli... sırat köprüsü'nden geçiyor gibiydim, sonunda formamı giyip maça çıkmaya karar verdim. göztepe o zamanlar iyi takım, biz de öyle. o gün de iyi oynamışız, defansta hala yapmamışız ki maçı 1-0 kazandık!.."