romenlerden kendi sahamızda ve kendi seyircimiz önünde revanşı alamadık.
milli takımımız kötü mü oynadı? yahut bu suali, «romenler daha mı iyi oynadı?» şeklinde sorabiliriz. bize kalırsa başa baş bir oyundu bu. (o da kıl payı) ikinci devre hücum insiyatifi bize geçmişti. rakiplerimiz ise her zaman bizim yaptığımız duvar sistemine başvurdular. vaftiz babalığı muhakkak ki, bize ait olan şu duvar sistemini şayet avrupa takımları da benimserse -maazallah diyelim- o takdirde milli takımımızın yabancı sahalarda maç kazanma şansı hiç kalmayacak. zira, gerek orta avrupa, gerekse diğer milletlerin takımları her zaman açıkça iddia edebiliriz ki, bizden fizikman üstündürler.
birol'u geriye çekerek, 4-2-4 sistemi ile girdiğimiz oyunda milli takımımız ilk dakikalarda öyle garip bir havaya büründü ki, ürkek ve gol yemenin her an heyecanını taşıyordu. bu hâleti ruhiye, olsa olsa polonya ve almanya milli maçlarının bir neticesidir.
bu durumdan kurtuluş, yani kendine geliş hâli, lefter'in çok usta 1-2 çalımla kaleye kadar sokulup gollük bir şut atmasıyla kısmen azaldı. gerisi candemir'in şahane oyunu, suat'ın serinkanlı hareketi ve şeref'in bir top taşıyıcısı olarak ileri geri çalışışı. turgay'ın blokajları, genç, dinamik ve süratli futbol oynayan romen forvetini çözüp dağıttı, lefter hakikaten altın madalyaya yakışan, gayet güzel ve nefis pasları ile metin, uğur ve tarık'ı doyasıya besledi.
ancak gerek metin, gerekse uğur iyi günlerinde olamamanın üzüntüsünü çektirdiler bizlere.
ikinci yarı, lefter'in kendi arzusuyla çıkışı, kezâ heyecandan tir tir titreyen yalçın'ın yerine süreyya'nın ve santrfora da nedim'in yerleştirilişi ve biraz da bizim maça asılışımız, kısmi bir üstünlük sağladı takımımıza...
diri, kuvvetli ve enerjik romen takımı ise geçen yıllarda seyrettiğimiz teknik hüviyette görünmedi. ilk devrede candemir'in, dridea'yı ceza sahası içerisinde yere indirişine ve ikinci devrenin hemen başında da nunweiller'in metin'in ayağını yerden kesişine yunanlı hakem, ne hikmetse seyirci kaldı.
son söz olarak, lefter'in süslediği ve heyecan kazandırdığı türkiye - romanya maçı netice olarak 0-0, fakat penaltıların hesaplanışı yönünden de 1-1 berabere bitti diyebiliriz.