9 ekim 1963 tarihli milliyetten; (spor ilavesinden)
20 yıl leftere ayakkabı veren mustafa efendi konuşuyor
altın madalya değil, altın anıt bile az!
“ben ihtiyarladım. devirler geçti. ama lefter, hâlâ devam ediyor. ne mutlu bir gün onun için… ne mutlu bir gün benim için…”
nezih alkış
mustafa efendiyi tanımazsınız tabii. nereden, tanıyacaksınız?
mustafa efendi bir fenerbahçe emektarı… 30 senedir fenerbahçe kulübünde çalışıyor. 30 senedir fenerbahçeli futbolcuları maçlara hazırlıyor. 30 senedir fenerbahçeli futbolculara malzeme veriyor. kramponlar mı bozuldu, çağırın mustafa efendiyi.. ayakkabının içinde çivi mi var, gelsin mustafa efendi.. konçlar mı söküldü? verin mustafa efendiye.. kısacası fenerbahçenin isimsiz kahramanlarından biri mustafa efendi…
mustafa efendi 65 yaşında.. 30 senedir fenerbahçeli, futbolculara, 20 senedir de lefter’e ayakkabı veriyor…
dün sabah yine karanlık malzeme odasında sarı - lâcivertli futbolcuların formalarını, ayakkabılarını, konçlarını, şortlarını toparlıyordu..
… ve mustafa efendi lefter’i anlatıyordu;
«lefter kulübe geldiği zaman ben 45 yaşındaydım. oğlum atalay ise 13, atalay bugün çoluk çocuk sahibi oldu. ben ihtiyarladım. devirler geçti. ama lefter. hâlâ devam ediyor. lefter. benim 20 senedir gözümün önündeki adam. öz evlâdım gibi severim onu. titizdir. sinirlidir, şudur, budur. ama. bu 20 senede bir gün olsun beni kırdığını hatırlamıyorum.»
… ve fenerbahçe kulübünün 30 yıllık emektarı ağlıyordu;
«ne mutlu bir gün lefter için… ne mutlu bir gün fenerbahçe için ve ne mutlu bir gün benim için.. 20 senedir gözümün önünde yaşayan delikanlı 50. nci milli maçına çıkıyor. içimde bir kaynaşma var. hâtıralarımı zorluyorum. lefter çocuktu kulübe geldiği zaman ona ilk formasını. ilk top ayakkabısını ben vermiştim…
mahçuptu. antrenmana çıkacakmış. soyunma odasının kapısından başını uzattı. affedersiniz. dedi. bana da forma verir misiniz? futbolcu hali yoktu üzerinde. olsa. olsa bir fenerbahçe meraklısıdır. demiştim kendi kendime.. gözlerinde bir pırıltı vardı sadece. dolabı açtım, sarı - lâcivertli formalardan en yenisini ona verdim. oturduk ayağına en iyi gelen ayakkabıyı verdim. o unutmuştur, ama ben unutmadım ilk geldiği günü. çıktı sahaya. ben de arkasından.. oynadı, oynadı, golleri sıralıyordu.
sonra, yıllar birbirini tâkip etti. lefter sevgisi bütün türkiyeyi, lefter ismi bütün dünyayı sarıyordu.
lefter... 20 senedir gözümün önünde yaşayan futbolcu: lefter'im, canım benim. sana 50 nci milli maçını oynayacağın için bir altın madalya vereceklermiş.. seni değil, bir altın madalya, bir altın heykel bile anlatamaz..»