«milliyet», lefter'in 50. maçını oynaması sebebiyle kendisine bir hâtıra olarak sunduğu spor ilavesinin, makineden çıkan ilk sayısını ankara'ya gönderdi. «milliyet» ekibi, ilâveyi lefter'e uzattığında altın madalya adayı şöyle bir baktı ve «teşekkür ederim dedi», «bu, 50. maçım için çok güzel, hiç unutmayacağım bir hediye.»
«milliyet» ekibi, bundan sonra lefter'e kızlarının gazetemiz vasıtasıyla gönderdiği mesajını uzattı. lefter önce birini aldı, «vay rula, dedi, çapkın. galatasaralı olduğunu burada da yazmış» sonra küçük kızı aliki'nin mektubunu okudu. «çok iirindir aliki» dedi ve kıvanç'a döndü «inşallah onları mahçup etmeyeceğim.»
yorgundu, antrenmandan henüz gelmişti. «bir dakika müsaade» istedi. yatağına uzandı ve yıllardır takip ettiği metodla ayaklarını havaya kaldırıp duvara dayandı. bir yandan da «eee, diyordu, eskisi kadar genç değiliz. daha fazla dinlenmek lâızm şimdi...» sonra bu vaziyette uzun müddet kaldı. bu onun için çok mühimdi...
birden aklına gelmişti. kalktı, futbol ayakkabılarını aldı. şöyle bir giyindi. «bakalım» dedi, «bana yarın ne cilveler yapacak ayakkabılarım?» ve sonra şunları ilâve etti: «top ayakkabısı bir futbolcunun canı demektir. topu kalein içine veya dışına atmakta, futbolcunun ayakları kadar, maçta giyeceği ayakkabıları da rol oynar.»
lefter dul yaptı, geldi, yatağına uzandı. ve «milliyet» spor il'avesini aldı gene, «hey gidi hey» diyordu. «hepsi hatıra oldu. fakat, şaştığım şey burada, ne yazdıklarınızın ve ne de neşrettiklerinizin çoğu bende yok. nasıl buldunuz, nereden çıkardınız? bana çok uzun seneler kadar tekrar eski ve güzel günlerimi yaşatıyorsunuz...»
lefter maçlara çok defa sakallı çıkardı. ama bu maç başka maçtı ve bu defa da o sakalını traş ettirmek istiyordu. gülerek, «biraz daha genç görünürüm» diyor ve berber koltuğuna oturuyordu. kendisine yaşlı olmadığını söyledik, «doğru» cevabını verdi. «gerçek yaşımı ben de unuttum. gazetelere inanırım. demek ki daha 39...»