muhtelif yerlerden gelen 20 bine yakın türk bugün milli maçın yapılacağı wald stadını inletmeye hazırlanıyor
necmi onur frankfurt'tan yazıyor
almanya ile çevresindekia vrupa memleketlerinde çalışan 20.000 civarında türk işçisi bugün «wald» stadının yeşil çimenleri üzerinde dalgalanacak «ay-yıldız»ları görmek için tüm neseflerini tüketmişler...
son soluk
frankfurt'taki «ali baba» lokantısında karşılaştığım işçiler: «son soluğumuzu stadyom'a sakladık...» dediler. hazırlıklar, geceler ve günler öncesi başlamış... işçilerinde seslerini ayar edenler bile olmuş. iyi bağımrak için, günlük tek yumurta sayısını ikiye, üçe çıkaranlar hayli kabarık...
flamalar hazır. «kaynanan zırıltıları» aleste. maçı görmek için ötelerden gelenler, bir ay öncesinden işyerlerine haber verip «eylül 27sine tesadüf eden çarşamba günü biz çalışmayacağız...» demişler...
ne para, ne de başka şey umurlarında. yüreklerinin tüm gücü ile, bugün «wald» stadındaki yeşil çimenleri, kırmızı-beyaz renklerle bezeyecek olan onbir'de...
30 milyon, sanki frankfurt'ta. ??? kaç bin türkün yüreğinde toplanıvermiş...
bütün yollar
almanyada slagon bu: «bütün yollar frankfurta gider» stutgarttan gelmiş işçi - öğrenci atalay gökşin frankfurt yolcularının hesabını çıkartmış.
* kölndeki otomobil fabrikasından 2000 işçi. * stutgart'daki bir başka otomobil fabrikasından 600 işçi. * stutgart ile münih arasındaki ??? ilçeden 600 işçi. * frankfurt'un içinden 2000 işçi. * hamburg'tan 7-800 işçi. * isviçre'den 1000 işçi. * belçika ve çevresinden 1000 işçi. ve vatan hasreti çeken diğerleri için atalay gökşin diyor ki: «frankfurt'ta 15-20 bin yurttaşımız toplanacak...»
mali porte
kaybolan yevmiyeler, maç bileti için ödenen paralar, hazırlanan pankart ve flamalar, yol ve otel mastafları ile bu sevanın bir de "ekonomik" yönü var.
"ali baba" lokantasındaki hesabımıza göre, 20.000 işçinin frankfurtta maçı görmes, bizim paramızla takriben 2.5 milyon liralık bir muhassebeye dayanıyor!. yorgunluğu ve...
allah korusun
evet ve "tanrı korusun" üzücü bir sonuç da, bu işin, bayram yerlerindeki salıncakçıların lügatı ile "cabası"...
münih ve belçikada turizm öğrenimi yapan berker yarar, dün "milli takım" oyuncuları ile akşama doğru dolaşmış.
"beni en çok üzen" dedi, "sporcularımızın azimli olmayışı..."
kiminle konuşsa hepsinde aynı cevabı almış.
"bir, yahut da iki farkla yenilirsek iyi, berabere kalırsak çok iyi, galip gelirsek..."
frankfurt'taki bir hjalı firmasının şöförü tanju erhan da, elini tabureye vurup lafa karışmaktan kendisini alamadı.
"gerçekten üzücü bu abi" dedi. "insanın içinde niyet olması daha iyi değil mi?.."
frankfurt üniversitesinde öğrenci tınaz yücel cevap verdi: "niyet olmuş olmamış ne farkeder kardeşim. allah bize yardım etsin diyelim... başka çıkar yolu yok bu işin... baksana takım, savunma taktiği ile oynaycakmış."
"ben onu bilmem" dedi. "bildiğim büyük laftır. en iyi müdafaa en kuvvetli taaruzdur..."
kuru fasulye
kokusuna bile hasret kaldığımız kuru fasulyeye bir kaşık salladım. berker yarar buna: "ye abi ya" dedikten sonra gökşin cevap verdi: "iyi ama seeler de oynuyormuş ne haber, üstelik bizde metin yok..."
günlerin, hatta haftaların tartışması bu...
almanyada ise, maçla ilgilenen tek "sokak adamı"na, tanrı için olsun tesadüf etmedik!...
frankfurt'a geldiğimiz gece kimse "türk takımı gelmiş... acaba nerde buluruz?" dedikse: "bilmem" cevabını aldık... sadece sporla geçineneler bu işin peşindeler...
düne kadar onlar da değillermiş ama. polonya beraberliğinden sonra konunun üzerine eğilivermişler ister istemez....
alman gururu
bir "milli maç" arifesindeki, doz??? sevgisini azaltan bu gurur, almanlara asırlar öncesinden geliyor olmalı.
bu acaip gururun sembolü, "kayze ştraze"ye uzanan yollardan birinin meydanında... bir anıt bu...
kaide üzerinde roma miğferli bir asker... yere yapışmışcasına ezik... onun üzerinde de, tüm gücünü romalı askeri ezmek için yitirmiş bir kalkan...
tarihten gelen bu gurur, sonra, stalingrad kapılarına dek yayılmış...
turizm öğrenimi yapan türk genci: "bizi çok hor görüyor almanlar" dedi... birkaç gün önce televizyon programında bizden bahsetmişler.
programın adı da "devrimsiz reform..." atatürkten bu yana türkiye. ama, sadece kötü yönleri ile türkiye!..
bin atlı
ali baba lokantasında ve türk işçilerinin barakalarında, bir spor zaferini alkışlama rüyası ile uykularını süsleyenlere tanrı ayrdım etsin.
bugün 20.000 türk, nefesleri tükeninceye dek frankfurt'un wald stadını inim inim inletecek... ve tanrı nasip eders, onların arasında bu sportif çabayı seyreden ben, yarınki yazımda size şöyle diyeceğim: "bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik. bin atlı ogün, dev gibi bir orduyu yendik..."