trabzon ayar bozdu ilk yarının ardından 1) trabzonspor
süper lig’de son 4 sezondur ilk yarı liderlerinin 37 puanı oluyor, dolayısıyla devreyi 30 civarında kapatan takımlar bile şampiyonluktan söz edebiliyorlardı. bu yüzden de 2008-2009 ilk yarısını altıncı kapayan beşiktaş, ikinci devrede sivas’ın 6 puan gerisinden gelip ipi göğüsleyebilmişti. bu yılsa alışılmadık bir şey oldu, uzun bir aradan sonra bir takım ilk yarı sonunda 42 puana ulaştı. trabzon böyle ekstra bir performans göstermese, ilk 5’teki herkes şampiyonluktan söz edebilecekken; bu sıra dışı puan adeta ligin ayarını bozdu. ayar bozan lider trabzon’sa bence sadece puantaj olarak değil, oynadığı futbol açısından da bu farkı fazlasıyla hak etti. çünkü bu sezonun hazırlığına temmuz 2010’da değil, aralık 2009’da başladılar. birçok büyük takımın başına, geçen sezonun 15’inci haftasında trabzon’un başına gelen geliyor; ama hemen hiçbiri bu tarz dibe vuruşların sadece bir felaket değil, aynı zamanda bir fırsat olduğunu öngöremiyor. şenol güneş öngördü… eğitimci teknik patron, geçen sezonun 15’inci haftasından itibaren takımına ufak sihirli dokunuşlar yaptı: kaleye onur’u yerleştirdi. problem adamlar engin, yattara ve alanzinho’yu sorumluluk vererek kazandı. ön tarafa burak ve jaja gibi harika iki alternatif kattı. düşüşteki eskiler serkan, selçuk, colman, egemen ve giray’ı da yükseliş trendine döndürmeyi başardı. ortaya da şampiyonlar ligi 2011 için şimdiden umut veren bir takım çıktı işte…
dezavantajı ilk yarıyı açık ara lider kapatan trabzon’un ikinci yarıda karşılaşabileceği en büyük tehdit, yine trabzon’dan… 42 numara ayaklara büyük gelip vuran, 43’leri de sıkan “42 buçuk numara pabuç” misali adamların (engin, burak, alanzinho ve hatta yattara’nın) hangi gün ne yapacağını kestirmek için güneş’in yanına bir astrolog gerekecek! eğer bu adamlardan biri iyi günündeyse sana maç kazandırabilir, kötü bir ruh halindeyse tek başına 3 puana mâl olabilir. güneş’in de ikinci yarıda belki de tek derdi bunlardan doğru zamanda, doğru ölçüde faydalanmak olacak.
avantajı trabzon’u rakiplerinden ayıran en önemli artısı, orta sahası… belki de türkiye’nin tek ön liberosuz takımı trabzon… selçuk ve colman’ın üretkenliği ve istikrarının etrafına hangi 9 adamı koysanız, bazen keyifli iş çıkmasına yetebiliyor.
transfer projeksiyonu bir takımın böyle bir orta sahası, hele önlerinde de jaja’sı olunca 2011’le ilgili son derece umut dolu oluyorsunuz. yine de şenol güneş, cale ve umut’a birer iyi alternatif bulabilirse muhtemelen devre arasında onları trabzon’a getirecektir.
satır başlarıyla trabzonspor ilk yarının yıldızı: selçuk inan adeta beline bir ip bağlı gibi. ve o ipin 10 ucu, takımdaki diğer 10 arkadaşının bellerinde. o ileri gittikçe, trabzon ileri gidiyor. bu performansıyla euro 2012’ye de göz kırpıyor.
en çok yükseliş göstereni: mustafa yumlu 23 yaşına kadar genç(!) kalmanın faydasını görmüş gibi. iyi bir futbol altyapısı var. trabzon savunmasında ayağına topun en çok yakıştığı adam o. karabük önündeki harika sağ bek performansıyla da ali turan ve bekir’e mesaj yollar gibiydi!
en çok düşeni: sezer badur yeteneğiyle trabzon orta ikilisinde selçuk-colman’a alternatif olması gereken sezer, kulübedeki barış’a alternatif olma yolunda! belli ki yeteneği kısıtlı barış kadar bile kendine bakamıyor, hazır olamıyor.
en iyi transfer: jaja coelho izinsiz ülkesine gidişini bir kaza olarak değerlendiriyor, onun trabzon’a ve ülkeye çok uzun hizmet edeceğini düşünüyorum. tufan ağabeyle (türesan’la) izlerken düşünmüştük: jaja’nın top stopu yaparken öne doğru iki metre kazanmasını kasetlere kaydedip, bütün türk altyapılarına izletmek lazım.
en kötü transfer: teofilo gutierrez onu da ülkesine kaçışından bağımsız değerlendiriyorum: bu kuvvetsiz ve ikili mücadeleden kaçan haliyle trabzon’da uzun ömürlü olması mümkün değildi.
anahtar sayı: 55 ofsayt ligin açık ara en çok ofsayta düşen takımının bu soruna bir çare bulması gerek. belki de burak’a (ve dönerse benim bunca yıllık futbol izleyiciliğimde gördüğüm en kötü ofsaytlara düşen adam teofilo’ya) bir meslek içi ofsayt eğitimi verilmesi bile düşünülebilir.