lig lideri trabzonspor'un kardemir karabükspor ile yaptığı maça taraftarlar oldukça ilgi gösterirken statta çok küçük boşluklar oldu. misafir tribün bölümünün yanı sıra maraton tribünde de ufak boşlukların haricinde tribünler doldu.
hüseyin avni aker stadı'nda 17 bin dolayında taraftar, ellerindeki bordo-mavili bayraklarla takımlarına destek verdi.
karşılaşmayı izleyenler arasında türkiye partisi genel başkanı abdüllatif şener de yer aldı.
trabzonspor'un 2. golüne imza atan engin baytar yaşadığı sevincin ardından teknik direktör şenol güneş'e giderek sarıldı. eskişehirspor maçında oyundan çıkarken gösterdiği tepkiyle dikkat çeken engin, bu hareketiyle hocasından özür dilemiş oldu. bu arada maçın 3. golünden sonra tüm futbolcular bebek sallama sevinci yaparak yeni baba olan engin baytar'a jest yaptı.
trabzonspor maça deyim yerindeyse "fırtına" gibi başlarken, henüz 20 saniye dolmadan burak'un şutunda tomic gole izin vermedi. 6. dakikada ise karabükspor, savunmanın arkasına sarkan yasin'le gole yaklaştı ancak bu kez de onur skor tabelasının değişmesini önledi.
bir an önce golü bulmak isteyen trabzonspor'da; sürpriz bir çıkışla tehlike yaratan mustafa yumlu 10. dakika yan ağlara takıldı. bu dakikadan sonra tempo biraz düşerken, iki ekip de kontrollü oyunu tercih etti. 2 gol atması halinde "100"ler kulübünün üyeleri arasına girecek olan umut, 19'da ilk tehlikeli pozisyonuna girdi ancak savunma geçit vermedi.
dakikalar geçtikçe özgüveni artan karabükspor, ilhan ile parlamaya çalışırken, 25. dakikada yine mustafa yumlu tribünlere "ah" çektirdi; genç oyuncunun ortası kaleci tomic dahil kimsenin beklemediği bir biçimde yan direkten geri geldi.
26. dakikada karabükspor için kötü haberin geleceği belli oldu. giray'ın müdahalesi ile sakatlanan gol krallığının zirvesindeki emenike, oyuna devam etmek için tüm gücünü kullandı ancak 32'de "beni değiştirin" işareti yaptı ve 35. dakikada yerini mehmet çoğum'a bıraktı.
ilk yarının son bölümünde hakem fırat aydınus, 2'si itirazdan olmak üzere toplam 4 kez sarı kartını kullanırken, maçın ilk yarısındaki eşitlik kartlarda da bozulmadı.
ikinci yarıya ceyhun-yattara değişikliği ile başlayan trabzonspor, gineli yıldızının 48. dakikada yaptığı yanlış tercih nedeniyle mutlak bir golden oldu. talihsizliklerin yakasını bırakmadığı karabükspor'da ise sakatlanan murat selvi yerini 51'de ferdi elmas'a bıraktı.
klasikleşen 61. dakika şovunun ardından üzerindeki ölü toprağını bir nebze olsun atan trabzonspor, 65'te burak ile gole çok yaklaştı; kalesinde ise bir dakika sonra ferdi'nin geliştirdiği atakta tehlike yaşadı.
78. dakikada maçın en güzel anlarından biri yaşandı. alanzinho akıl dolu bir aşırtma vuruşla gol aradı, tomic harika bir refleksle topu kornere tokatladı; bu hareketler alkış aldı. bir dakika sonra burak kafayla gol aradı, tomic köşeden çıkardı. 81'de umut şansını denedi, tomic bir kez daha kalesinde devleşti.
trabzonspor'un yapamadığını 83'te oyuna yeni giren engin aktürk yaptı. mustafa yumlu'nun sağdan ortasında son olarak engin'in kafasına çarpan top asğlara gitti ve trabzonspor öne geçti: 0-1
90+1'de ise engin baytar yattara'nın pasında topa çok şık vurdu ve trabzonspor'u rahatlattı: 0-2. trabzonspor, 90+4'te burak yılmaz'ın golüyle farkı 3'e çıkarttı ve son 10 dakikada estiği mücadeleyi 3-0 kazandı.
karşılaşmanın 26. dakikasında giray'ın faulüyle yerde kalan ve saha kenarında tedavisi gerçekleşen emenike 3 dakika sonra sol kanattan çektiği bir şut sonrasında acı içerisinde yerde kaldı ve teknik direktör yücel ildiz'e değişiklik işareti yaptı.
bileğinde bir sorun olduğu bildirilen emenike, sahaya gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı.
hastanede yapılan kontrollerde emenike'nin ciddi bir sakatlığının bulunmadığı ve bileğinde zorlanma tespit edildiği öğrenildi.
maçın adamı bence karabük kalecisi tomic idi. zira maç içinde o kadar kritik kurtarışlar yaptı ki... ama işte futbolun azizliği, 83 dakika kalesinde devleşen ve trabzonsporluların tüm gayretine rağmen topları çıkartan tomiç'i ters bir kafa vuruşu ile karabüklü takım arkadaşı mağlûp etti.
90+larda enginin sağ çağrazda topu sağ ayağı ile sola çekip sol ayağı ile kalecinin sağına plaseleyerek attığı gol de görülmeye değerdi...
kuzey’in barça’sı ilk yarının ardından 6) karabükspor
karabük’ü uzaktan takip eden herkes nijeryalı golcüye konsantre oluyor, ama yakından izleyenler biliyorlar ki necmettin şeyhoğlu stadı’nda emenike’den çok daha fazlası var. daha önce süper lig’e terfi eden onlarca takımın yönteminden farklı bir model izleyen karabük, doğru projesinin meyvesini de çabuk topladı. süper lig’e çıkınca hoca değiştirilmedi; alt liglerde malatya, ordu ve telekom’da istikrarla iyi işlere imza atan ildiz’le devam edildi. sporcu kadrosunda radikal değişiklikler yapılmadı, 20 oyuncu satılıp 20 oyuncu alınmadı. geçen sezonun şampiyon takımından muhammet, bülent, birol, şenol gibi isimler de süper lig’deki ilk sezonlarında iyi performanslar verdiler. üstelik de ikinci lig uzmanı ildiz ve ikinci lig tecrübeli oyuncularla ikinci sınıf bir futbol hedeflenmedi, özellikle iç sahada kuzey’in barça’sı gibi oynadılar. karabük’te topa hep sahip olmayı, oyunu yönlendirmeyi hedefleyen ildiz özellikle ilk 8 haftada bunu başardı, son 9 maçtaki düşüşse tamamen takımın beyni cernat’ın sakatlığıyla ilgiliydi. ikinci devrede daha fazla cesaret ve daha fazla cernat’la karabük’ün daha fazla puan toplayabileceğini söylemek, herhalde kehanet sayılmaz.
satır başlarıyla karabük ilk yarının yıldızı emmanuel emenike topu sağına, rakibini de soluna alıp, taç çizgisine paralel gidip çaprazdan sert bir şut çıkarıp gol atmaya artık “emenike golü” deniyor. büyük takımların hiçbiri santrforundan memnun değilse, nedeni ayar bozan emenike’dir.
en iyi transfer florian cernat adı bende saklı bir hakem arkadaşım, ligde oyunundan keyif aldığı tek futbolcunun cernat olduğunu söyledi geçenlerde. onun sakatlığı sadece karabük’ün değil, futbolu seven her türk’ün kaybı oldu.
en çok yükseliş gösteren birol hikmet ernst ve ayhan ayda, cristian senede bir kez ileri giderken; aynı pozisyonda oynayan mütevazı birol ilk devrede tam 3 gol attı.
en çok düşen yasin avcı geçen sezon 1. lig gol kralı olan yasin’in bu yıl hayal kırıklığının prensi olmasını anlamak zor. eğer iki maç üst üste gol atıp moral bulursa yükselişe geçeceğine dair bir umudumuz var.
en kötü transfer emil angelov sezonun ilk maçında attığı güzel golden sonra bir daha hemen hemen hiç gözükmedi. denizli’deki gibi kuvvetli ve istekli değil. haliyle de yasin, ilhan, ferdi gibi gençlerin gerisine düştü.
anahtar sayı 55 gol ligde kendi maçlarında en çok gol olan (fenerbahçe’den sonra) ikinci takım karabük… bu rakam da hep yediğinden fazlasını atma düşüncesindeki ildiz’in olumlu futbol anlayışını destekliyor.
trabzon ayar bozdu ilk yarının ardından 1) trabzonspor
süper lig’de son 4 sezondur ilk yarı liderlerinin 37 puanı oluyor, dolayısıyla devreyi 30 civarında kapatan takımlar bile şampiyonluktan söz edebiliyorlardı. bu yüzden de 2008-2009 ilk yarısını altıncı kapayan beşiktaş, ikinci devrede sivas’ın 6 puan gerisinden gelip ipi göğüsleyebilmişti. bu yılsa alışılmadık bir şey oldu, uzun bir aradan sonra bir takım ilk yarı sonunda 42 puana ulaştı. trabzon böyle ekstra bir performans göstermese, ilk 5’teki herkes şampiyonluktan söz edebilecekken; bu sıra dışı puan adeta ligin ayarını bozdu. ayar bozan lider trabzon’sa bence sadece puantaj olarak değil, oynadığı futbol açısından da bu farkı fazlasıyla hak etti. çünkü bu sezonun hazırlığına temmuz 2010’da değil, aralık 2009’da başladılar. birçok büyük takımın başına, geçen sezonun 15’inci haftasında trabzon’un başına gelen geliyor; ama hemen hiçbiri bu tarz dibe vuruşların sadece bir felaket değil, aynı zamanda bir fırsat olduğunu öngöremiyor. şenol güneş öngördü… eğitimci teknik patron, geçen sezonun 15’inci haftasından itibaren takımına ufak sihirli dokunuşlar yaptı: kaleye onur’u yerleştirdi. problem adamlar engin, yattara ve alanzinho’yu sorumluluk vererek kazandı. ön tarafa burak ve jaja gibi harika iki alternatif kattı. düşüşteki eskiler serkan, selçuk, colman, egemen ve giray’ı da yükseliş trendine döndürmeyi başardı. ortaya da şampiyonlar ligi 2011 için şimdiden umut veren bir takım çıktı işte…
dezavantajı ilk yarıyı açık ara lider kapatan trabzon’un ikinci yarıda karşılaşabileceği en büyük tehdit, yine trabzon’dan… 42 numara ayaklara büyük gelip vuran, 43’leri de sıkan “42 buçuk numara pabuç” misali adamların (engin, burak, alanzinho ve hatta yattara’nın) hangi gün ne yapacağını kestirmek için güneş’in yanına bir astrolog gerekecek! eğer bu adamlardan biri iyi günündeyse sana maç kazandırabilir, kötü bir ruh halindeyse tek başına 3 puana mâl olabilir. güneş’in de ikinci yarıda belki de tek derdi bunlardan doğru zamanda, doğru ölçüde faydalanmak olacak.
avantajı trabzon’u rakiplerinden ayıran en önemli artısı, orta sahası… belki de türkiye’nin tek ön liberosuz takımı trabzon… selçuk ve colman’ın üretkenliği ve istikrarının etrafına hangi 9 adamı koysanız, bazen keyifli iş çıkmasına yetebiliyor.
transfer projeksiyonu bir takımın böyle bir orta sahası, hele önlerinde de jaja’sı olunca 2011’le ilgili son derece umut dolu oluyorsunuz. yine de şenol güneş, cale ve umut’a birer iyi alternatif bulabilirse muhtemelen devre arasında onları trabzon’a getirecektir.
satır başlarıyla trabzonspor ilk yarının yıldızı: selçuk inan adeta beline bir ip bağlı gibi. ve o ipin 10 ucu, takımdaki diğer 10 arkadaşının bellerinde. o ileri gittikçe, trabzon ileri gidiyor. bu performansıyla euro 2012’ye de göz kırpıyor.
en çok yükseliş göstereni: mustafa yumlu 23 yaşına kadar genç(!) kalmanın faydasını görmüş gibi. iyi bir futbol altyapısı var. trabzon savunmasında ayağına topun en çok yakıştığı adam o. karabük önündeki harika sağ bek performansıyla da ali turan ve bekir’e mesaj yollar gibiydi!
en çok düşeni: sezer badur yeteneğiyle trabzon orta ikilisinde selçuk-colman’a alternatif olması gereken sezer, kulübedeki barış’a alternatif olma yolunda! belli ki yeteneği kısıtlı barış kadar bile kendine bakamıyor, hazır olamıyor.
en iyi transfer: jaja coelho izinsiz ülkesine gidişini bir kaza olarak değerlendiriyor, onun trabzon’a ve ülkeye çok uzun hizmet edeceğini düşünüyorum. tufan ağabeyle (türesan’la) izlerken düşünmüştük: jaja’nın top stopu yaparken öne doğru iki metre kazanmasını kasetlere kaydedip, bütün türk altyapılarına izletmek lazım.
en kötü transfer: teofilo gutierrez onu da ülkesine kaçışından bağımsız değerlendiriyorum: bu kuvvetsiz ve ikili mücadeleden kaçan haliyle trabzon’da uzun ömürlü olması mümkün değildi.
anahtar sayı: 55 ofsayt ligin açık ara en çok ofsayta düşen takımının bu soruna bir çare bulması gerek. belki de burak’a (ve dönerse benim bunca yıllık futbol izleyiciliğimde gördüğüm en kötü ofsaytlara düşen adam teofilo’ya) bir meslek içi ofsayt eğitimi verilmesi bile düşünülebilir.