murat toklucu'nun takımdan ayrı düz koşu kitabında yer alan "deprem sonrası bir yalnız takım: kocaelispor" başlıklı yazısında;
ismetpaşa stadı'nda kocaelispor-galatasaray maçında, galatasaray tribünlerindeyiz. kocaeli tribünleri bir yıl önceki depremde ölen taraftarların adlarının yazılı olduğu pankartlarla dolu. ali sami yen kapalı tribününden tanıştığım ve ilk kez izmit deplasmanına gelen bir arkadaşım maçtan önce kocaelispor tribünlerini gösterip "niye bağırmıyorlar?" diye soruyor. ben de depremden sonra kocaeli deplasmanına gitmiş değilim, eski günlere dayanarak, "bunlar başka takım taraftarlarına benzemez, profesyoneldirler, maç öncesi bağırmazlar" diyorum, "maç başladıktan sonra bizim sesimiz bile duyulmaz, bence istanbul'a nasıl döneceğimizi düşünelim." maç başlıyor, kocaeli tribünlerinde "tık yok". kocaelispor beraberliği yakalıyor, değişen bişey yok. her şey bir şekilde yoluna konur, takım düzelir, yine şampiyonluğa oynar, ama eski körfez seyircisinden eser kalmamış. galiba deprem en çok tribünleri vurmuş. ne zaman tribünler eski günlerine dönecek, izmit'te futbol "yeniden başlayacak".