italyan futbolcusu aldo'nun da yer aldığı dünkü maçta beşiktaş, b. spor'u 1-0 yendi
kahraman bapçum
ve maçın bitmesine yirmi dakika kala, beşiktaş sıcak bir zemine düşmüş karamelâ gibi yayıldı kaldı sahaya...
halbuki keyifle oyuna başlamış bir suat, büyük işler başaran adam tipi ile rahmi ve çalışkan kaya gibi zevkle seyredilen futbolcular vardı. ama ne ileri, hatta neticeye koşan bir hız, ne de gerilerde akıllıca oyun hazırlayan bir beceriklilik giremeyince tabii bunlar da genel havaya uydular...
daha ilk dakikada ahmet'in çabuk bir dalışı ile gol fırsatı yakalayan siyah - beyazlılar, aleko'nun yatarak karşıladığı topa aldo'nun yetişememesi üzerine ilk fırsatı kaçırmışlardı. 10 uncu dakikada ise suat, ahmet, güven kombinezonunda güven'in şütü ceza sahası içinde avram'ın koluna çarpmış ve hakem «herhalde kasıt görmediği için» penaltıyı vermemişti. ama bundan bir hayli zaman sonra, skor 1-0 iken 42 inci dakikada ahmet'in yakından çektiği şütü aleko gene karşılayacak tâ öbür tarafa rahmi'nin önüne düşen topu, rahmi kaleye atarken beyoğluspor'un sağbeki hemen hemen bloke edecekti. hakemin bu defa penaltı vermemesi için «kasıt görmediği» iddia edilemezdi. olsa olsa hakem olayı görmemiş olabilirdi.
beşiktaş golünü 32 inci dakikada attı. erkan'ın gerilerden uzattığı frikikte suatın ortaya aşırttığı topu güven sükûnette bekledi aldı. döndü ve çok yakından patlattı. kalecinin yapacak şeyi yoktu.
görevini sadece «her gelen topu karşılamak» kabul etmiş beşiktaş defansının sert bir rakip önünde değil beyoğluspor gibi «yumuşak» bir onbir karşısında bile bocalayacağı açıkça görülüyordu. böyle bir defans önünde «büyük koz» suat'ın da randımanlı olmasını elbette imkan yoktu.
türkiye'ye bir artist olarak gelse büyük sükse yapacağı muhakkak olan italyan delikanlısı ise bu kadroda futbolcu olarak hiçbir şey ifâde etmiyordu.
...ve tabii beşiktaş maçın sonunda sıcak bir zemine düşmüş karamelâ gibi...