durgun ve kalitesiz geçen maçta f. bahçe, g. birliği'ni farklı yendi
4-1'lik neticeyi ferhadoviç, selim ve mustafa (2)'nin golleri sağladı
necmi tanyolaç
fenerbahçe durgundu... fenerbahçe yorgundu. fenerbahçe farkın ifade ettiği kadar parlak değildi.
ne var ki; 4-1 netice, bir gençlerbirliği maçı için muhteşem sayılabilirdi. sarı - lâcivertliler henüz 3. dakikada yeni transferleri ferhadoviç'in ustaca hareketler sonunda attığı golle 1-0 galip duruma yükselmiş; bunu seliminki takip etmişti. 15. dakikada iki gol, hem de gençlerbirliğine karşı küçümsenecek başarı değildi. gerçi, sarı - lacivertlilerden herkes iyi oynasa ve takım düzeni kursa, fark 4-1'in çok çok üstüne çıkardı. ama, bu sezonda üstelik, değişikçe bir tertipten bundan fazlasını beklemek, insafsızlık olurdu... bu maçın hususiyeti 4-1'den, ferhadoviç'ten sonra; kavgasız, döğüşsüz bitmesiydi. f. bahçe - gençlerbirliği maçları için alışılmış sahnelere rastlamadık. gerçi, saha içinde -o da futbolun gerektirdiği- bir kaç sertlik olmuştu. ancak, bu tabii sonunda, ilk defadır ki; iki taraftan bir kaç idareci veya bir kaç futbolcunun ceza heyetine verilip, birbirlerinden davaco olduklarına şahit olmayacaktık..
ferhad'ın ilk golü
yugoslav asıllı müslüman futbolcu ferhadoviç açtı kapıyı. henüz 3. dakikada ergun'un ceza sahasına doğru yükselttiği topu kafayla ihsan'dan kaçırdı, sağdan sola doğru kaçıyordu. kaleci selçuk da bir ara üzerine çıktı. onu da geçti. ve akıllıca bir dönüşle, hesaplı bir vuruşla sayıya gitti.. ferhad'ın golü, hazırlanışındaki ustalık bakımından sayılı gollerden biriydi. ve henüz türkçeyi öğrenip arkadaşlarıyla anlaşacak rahatlığı olmayan misafirin yarattığı hâdiseyi seyirci alkışlıyordu. ferhad, -bütün gözler üzerindeydi- sonra durdu.. pas alamıyor, boş sahaları seven futbolunu, lütfen gönderilen topları ancak önüne düşürebildiği anlarda gösteriyordu. bir de uzaktan, karışıklıktan sökerek yolladığı şutu vardı, ki, iyi şeylerdi bunlar. gelgeldim ferhad, bir futbol beyni olduğunu açık açık göstermesine rağmen, sürükleyici ve yırtıcı bir santraforvet hüviyetinde değildi. topu ayağında fazla tutuyor, paslara girmiyor ve sahadaki görünüşüyle ağır ve hareketsiz bir yabancı bir futbolcu kanaatini uyandırıyordu.
ve ikinci gol
tam 15. dakikada da selim, avni - fernad paslaşmasıyla kale önüne gelen topu kepçeleyiverdi. aniden selçuk, köşeye kadar uzanıyor top filelere takılıyor. 33. dk da ise sahanın yıldızı mikro şimşek gibi dalarak şutunu çakıveriyordu: 3—0.
ikinci yarıda oyun, daha hareketli geçmesine rağmen iki gole sahne oldu. mikro mustafa 58. dakikada farkı dörde çıkarmış. gençlerbirliği ise hemen her pozisyondan şut atabilen özkan'ın gayretiyle tek sayısını yapabilmişti.