siyah - beyazlıların durgun oyunundan faydalanan izmire'liler, bir puan aldılar
necmi tanyolaç
bu bir futbol maçı mıydı?... herkes, oyunun başından sonuna kadar birbirine aynı suali sordu.
hattâ, gazeteciler ve idareciler hariç, bu havadan da soğuk oyunu görmeye gelenler, sık sık sitemler yağdırdığına kulak misafiri oluyorduk, «be kardeşim, git sinemaya, git tiyatroya, ya da evinde otur... senin burada işin ne?» diye...
beşiktaş gayesiz bir «onbir» halinde, sahanın şurasına burasına koşuyor, izmirspor ümidini bağladığı tek puanın sahibi olmaya çalışıyordu. eğer, bu can sıkıcı oyunun neticesi, iki takımdan biri için mühimseniyorsa, izmirsporu daha gayretli ve hesaplı, rakibinden bir şeyler alabilmenin düzeni içerisinde daha gayeli kabul edecektir...
milli lig şampiyonluğuna şimdiden, adaylığını koyan bir takım olarak beşiktaşın futbolu, iddiası üzerinde şüpheler uyandıracak derecede silik ve yavandı... geride başlayarak, umumi görünüşü şöyleydi beşiktaşın: özcan rahat, iki bek durgun, iki yan haf kötülerin yanında idi. süreyya ikinci devredeki iki falsoya kadar başarılıydı... sürayya'nın cengiz'i kafa kolla yere serişi, beşiktaş'ın biraz da maç şansı olarak kabul edilebilirdi... zira cengiz, izmirsporun ilerideki vurucu silahı olarak, bu iki fırsattan birini pekalâ değerlendirebilir ve beşiktaş kendi sahasında oynadığı maçı kaybedebilirdi... ilerisi için de pek parlak lâflar etmenin imkânı yoktu. şenol'un saf dışı kaldırğı forvette bir birol ve sahanın en iyisi rahmi'den başka gol ve pozisyon kovalayacak adamı yokru beşiktaş'ın...
izmirspor, bir deplâsman müsabakasının şartlarını yerine getirdi ve kendi yarı sahasını iyi örerek, rakibinden bir puan almasını becerdi...
oyunun not verilecek hâdiselerine gelince: ilk yarıda sadece rahmiyi seyrediyorduk. çalışkan futbolcunun 15. dakikada solaçık yerinden çıkardığı şutu, seyfi'nn ancak filelerde durduruşu beşiktaş taraftarlarını gol sesleri ile ayağa kaldırmıştı. ama hakem ofsayttan kaydedilen bu golü saymayacaktı. ikinci güzel hareketi de aynı oyuncu tekrarlayacak ve bu defa sağ iç mevkiinden attığı şut topu izmirspor kalesinin direklerine kadar götürüp, geriye getirecekti. bu ikincisine ancak yazık denebilirdi...
ikinci devrede güya beşiktaş bastırıyor, izmirspor da herşeyiyle müdafaaya başvuruyordu. fakat, beşiktaş'ta bir golle olsun, galibiyet kurtaracak gayretiten eser yoktu ve izmirspor maçı başladığı gibi bitiriyordu...