son yılların en büyük maçı ... yok böyle futbol... hayret edeceksiniz değil mi? biz oynadık alman'lar seyretti... demek biz de yabancı sahada 1–9–1 oynamazmışız... demek, biz de gazi osmanpaşa müdafaası yapmazmışız... demek. biz de serinkanlı hareket edebilir, topu yere indirebilirmişiz… kısa kısa paslar verebilirmişiz... kollektif futbol oynayabilir, saha yardımlaşması yapabilirmişiz… ne hababam futbolu, ne müdafaa duvarı…
vay... vay... vay... ancak görmek lâzımdı ay - yıldızlı takımın oyununu... bir tokat da alman'lara attık. bence macar'ları 3-1 yenişimizden de büyük bir sonuç bu. tanımasak bizim çocukları başka bir takımın formasını giydirmişler, bize tutturuyorlar derdik.
müller'miş, beckenbauer’mış overath'mış, grabowski’ymiş. meksika'da dünya şampiyonluğunu kaçırmışlarmış... kendi sahalarında almanrla'ı tozuttuk beyler.. hep bizim başımız önde çıkardı sahalardan.. dün maçtan sonra görülmeğe değerdi alman’ların hali.. cölde bedevi futbolu oynayan bu türk takımının havaya toz bulutu kaldırmadan bu işi nasıl yaptığına samimi söyleyelim biz de hayret ettik...
asla, alman’lar kötü oynadığı için biz iyi gözükmüş değiltz.. hoşumuza giden, gözlerimizi dolduran çocuklarımızın haysiyetli ve şahsiyetli bir futbol ortaya koyması... ya o almanya'nın her yönünden gelen türk’ler... seyirci avantajı bizdeydi, mithatpaşa'da maç oynar gibiydik... mehter takımının çaldığı «ey kahraman türk milleti» marşını dinlerken ümitsizdik, korkuyorduk... 90 dakikanın sonunda chopin'in cenaze marşının çalınmasından.. ama olmadı ve büyük bir yükü taşıdı futbolcularımız omuzlarında.. sonuç önemli, fakat ondan daha önemli olan her biri kendi takımlarında birer değer taşıyan futbolcularımızın bize yarın için açtığı ümit kapısıdır.