almanlar mağlûbiyetten penaltı golü ile kurtuldular 1-1
biz de futbol oynadık
20 bine yakın türk’ün takip ettiği maçta, boyun eğmedik. sahanın yıldızı muzaffer ve ziya idi. golleri, kâmuran ve müler penaltıdan attı
gelecek kuşakların sporseverleri size sesleniyorum: eğer, bir gün türk futbol tarihinin en şerefli sahifesinin ne zaman yazıldığını merak edecek olursanız, 17 ekim 1970 tarihli yaprağı çeviriniz…
bu şerefte en büyük paya sahip olan iki türk çocuğunun adını da unutmayınız: ziya ve muzaffer…
futbol tarihinin en şerefli sahifesi diyorum… ve bunu söylerken maçın sonucunu asla dikkate almıyorum… bu büyük günün asıl başarısı ay-yıldızlı çocukların sahada oynadıkları oyundu…
önce dünyanın en büyük takımlarından biri sahaya bizi küçümseyerek çıkmış, dev şöhretlerin karşısında, korkmadan başlamışlardı çocuklarımız oyuna…
sonra, bizim kapalı defans yapacağımızı sanarak oyunu kendi yarı sahasına çekmek için rölantiye alan almanlara karşı müthiş bir top hâkimiyeti göstermeğe başladı
sonra, bir de baktık ki, türk futbolcuları sahada inanılmaz bir rahatlıkla top dolaştırıyorlar. topun üzerine basan bir türkün yanına dev isimli rakipler sokulmuyor bile... neden mi sokulmuyorlar?.. çünkü, kısacık çalımları yutup, yayılıyorlardı yere...
sahada göz doyuran akıllıca bir futbol oynanıyordu... ve bizdik bunun kahramanı...
orta saha futbolunun kralı vardı sahada… beckenbauer değildi... overath değildi bu kral... ziya idi adı bu kralın... ve devdi sahada…
bir stopper vardı sahada, defans adamlarının en büyüğü. en muhteşemi. en âbideleşmişi idi bu adam: adı muzaffer'di bunun... sonra, sanlı’lar, kâmuran'lar, ali’ler, ender’ler şiir gibi bir futbol oynayan..
heeeeeey, gelecek kuşakların futbol meraklıları 17 ekim 1970’de köln de oynanan türkiye – almanya maçını seyretmiş olanlar, bu iki takımdan bir karma yapsalar belki sadece beckenbauer girerdi ay-yıldızlı çocukların arasına…
anladınız mı, şimdi en şerefli sahife derken ne demek istediğimi?..
altın sahife yazılıyor
dakika 1. yavaş bir tempo ile başladı oyun, ortalarda dolaşıyor top..
dakika 6. müller ortalardan aldı topu sağa.. libuda'ya çok güzel uzattı... boş kaldı libuda daldı ortaladı. muzaffer kesiyor... ohhhh…
dakika 13. overath topla sıyrıldı ortadan, sağdan yüksek bir orta yapıyor, eyvahh. ali kaçırdı havada elinden... kâmuran bitiverdi orada ve açtı...
dakika 14 ve ziya başladı artık oyuna, tutuyor, düzeltiyor, boş yere kaçıyor, en güzel yeri bulup veriyor topu.. sanlı ve kâmuran'la birlikte. maç ziya'nındır artık...
dakika 15. sielof kesti bir topu. maier ilerledi. vermedi sielof kalecisine, beckenbauer'e geçiriyor, daldı kâmuran kesti. büyük ustanın önünden arkasından dolaştı. sağla düzeltip çaktı solunu. top. maier’in sağından ve çimler üzerinde kayarak girdi ağlara. hiç bir futbolcu, hiç bir gol pozisyonunda kâmuran'dan daha soğukkanlı ve akıllı olamazdı. en az 20 bin türk fırtınalar koparıyor şimdi tribünde...
dakika 17. uzun bir vuruş sağdan. libuda'nın ve ali yükselerek alıyor bunu. uzayarak. devleşerek, büyüyerek...
dakika 18, cemil aldı, yürüdü. ağır bir tank gibi yavaş yavaş ve sağlam… sielof’u bastıra bastıra... höttges de geldi. ikisinin arasından vurdu cemil. avut...
dakika 25. grabowski'nin ortasına müller bir kafa vuruyor. ama rahat değil, muzaffer bırakmıyor ki müller'i, pul gibi yapışmış ensesine…
dakika 26. höttges kaçtı topla, sola geçirdi. grabowski ortaya yuvarladı, müller. . müller... muzaffer ilk defa kesemedi müller’i.. kaleye arkası dönük alıp. jönerek vuruyor müller ve ali iki metreden atılmış bu bomba gibi şutu kucağında söndürüyor... tanrı değil, kullar yaratıyor mucizeyi... aklım. zekâsını kullanan insanlar yaratıyor...
dakika 40, beş dakikadır baskıdayız.. press yapıyorlar. zone defanstayız. müller. gene arkası dönük aldı topu, döndü olduğu yerde kaçıyor... muzaffer’i gerçekten vendibe defa müller. vuracak. hayır muzaffer gene vurdurmuyor. ama, yazık ki koyduğu ayakla yıkıyor rakibini. penaltı. elbette penaltı. müller. yerden ali'nin solundan giriyor kaleye..
devre böyle bitiyor.
şeref sahifesinın ikinci bölümü
cemil'in yerinde yaşar var şimdi..
oyunu rölantiye aldık. evet, biz yaptık bu işi.. orta sahada top dolaştırıyoruz. kısa paslarla, verkaçlarla, hattâ rakip üstüne gidip adam ekarte ederek dolaşıyoruz sahada..
zamanı yiyerek defans yapıyoruz. sahaya yayılışımızla. kişisel top hâkimiyetimizle sürklase ettik rakibimizi. 66. dakikada weber, yaşar'ı çift ayakla tırpanlıyor. oyun duruyor bir dakika...
bu sırada helmut schön giriyor sahaya, telâşlı. asabi.. overath'a bir şeyler söylüyor ve sielof’un yerine heykees'i alıyor. fichtel geriye geçiyor, heykees ilerde, uzun fuleli, hızlı… almanlar oyunun temposunu anide değiştiriyorlar, saldırıyorlar fırtına gibi...
ve orta saha adamlarımız ziya, sanlı, kâmuran basıyorlar topun üzerine.. fısss... sürat balonu sönüveriyor.
sonra yavaş yavaş gol korkusu çöküyor üstümüze... böylece son 15 dakikalık zamanı kalemizin önünde sıkışmış geçiriyoruz.
ve şimdi, iş defansımızdadır artık. dev stopper muzaffer, cin gibi adam alpaslan, kendine inanmış libero ercan, tecrübeli ergün kapadılar artık ceza sahamızın sınırını..
ve ali, türkiyede hâlâ büyük kalecilerin yetişebileceğini klâsı ile anlatmak için fırsatlar buluyor.
heeeeeey, gelecek kuşakların çocukları! 17 ekim 1970 gününü unutmayınız!