maçın mücadeleli geçeceği, daha başlamadan baraj kıyısında bulunan iki takımın kritik olan durumları ile kendiliğinden ortaya çıkmıştı.
ptt’nin başlangıçtaki hızı her ne kadar dakikalar ilerledikçe tedricen yavaşladı ise de; bunda ömer'in sakatlanmasiyle kaleye hayati’yi alıp 10 kişi kalan altınordu'nun mücadeleyi tamamen bırakmasının rolü de büyüktü. bu karşılaşmadan sonra dün az çok kendini belli eden vaziyet şöyle idi: ptt: «izmirspor maçını alırsam düşmem» pozundayken, altınordu da «ben artık her şeyi bıraktım» demek ister gibiydi.
henüz 9. dakikada abdullahın çok sıkı volesinin üst direği sıyırmasiyle ptt nin baskısı hâd safhayı bulmuş ve aynı oyuncunun yusuf’un ortasına şükrü’nün aşırarak yaptığı kafa vuruşunu mükemmel bir vole ile ağ-lara takmasiyle semeresini vermişti. bu dakikadan sonra ptt ilk hızını kaybedecek, ama en ölü zamanında bile yine altnordudan daha diri, daha canlı gözükmesini bilecekti. çünkü, kırmızı - lâcivertli takımda vasata yaklaşabilen ancak birkaç oyuncu sayılabilirdi. diğerleri ise sanki ümidini çoktan kaybetmiş insanların haliyle sahada sadece dolaşmaktan başka bir şey yapmadılar. ustelik altınordunun son 30 dakikayı asıl kalecilerinden mahrum oynaması, maçın kaderini belli etmişti. son yarım saatte ptt nin aradaki farkı yükselteceği sanılıyordu fakat kaleye pek az şut atılması ve bunlardan birinde yusuf'un 18 dışından çektiği şutun direğe çarpıp geri dönmesi. skorun artmasına engel olunca neticeyi abdullahın ilk devredeki nefis volesi tâyin etmişti.