dağınık oynayan sarı-kırmızılıların iki golünü de penaltıdan metin attı
galatasaray kolay kazanacağı tahmin edilen bir maçı çok zor aldı. ki penaltı… metin’in bomba gibi iki şütü: iki gol… ve iki puan… bunun dışında sarı – kırmızılı takım, yerden ve kısa paslı ve bol deplâsmanlı bir oyun tutturan karşıyaka önünde tam 90 dakika bocaladı. müdafaa kendi başına bir âlem, forvet ise bir başka âlemdi. bir takım şuuru içinde oynamaları şöyle dursun, başka dünyaların insanları kadar birbirlerinden uzaktaydılar. bu manzarayı suat’ın yokluğu ile izah etmek kanaatimizce hiç de yanlış bir iş olmayacaktır.
zira mevsim başından beri istikrarlı bir oyun çıkartan galatasaray haf hattının birden çözülmesi ve bu halin takıma da intikal etmesi başka bir şekilde izan edilemezdi. bereket versin candemir ve k. ahmet enerjik mücadeleleri ile müdafaanın kurtarıcıları oluyorlardı. turgay mü-tereddit, hattâ elinden topu düşürecek kadar güvensizdi. solhafa yerleştirilen bahri ise tek cümle ile «kifayetsiz» kalmıştı. hücum hattında ayhan varlığına ait en ufak bir şiaret veremedi. niyazi pasif. samim ise ezberlediği bir şiiri tekrar tekrar okuyan bir talebe gibiydi. aynı ha-reketler ve aynı çalım… b. ahmet'in yeni verini yadırgadığına işaret ederken çift santrahafla boğuşmak zorun da kalan metinin —hem de yanındaki arkadaşlarından hiçbir yardım görmeden— maç boyunca direğe vuran ve kurtulan şütü atışının dahi bir başarı sayılacağını kaydetmek isteriz.
karşıyaka güzel oynadı
çok güzel bir oyun çıkararak takdir toplayan karşıyaka penaltıdan yediği iki gole rağmen eğer biraz şanslı olsaydı sahadan pekalâ 2-2 berabere ayrılabilirdi. zira 37. dakikada ergunu geçen ogün'ün uzattığı topa argun'un hafif dokunuşu, turgayı da aşıp kaleye girerken candemir tarafından kafa ile kurtarılmıştı. bu turgay klâsında bir kaleci için affedilmesi imkânsız bir hatâ idi.
43 üncü dakikada ise karşıyakanın ikinci talihsizliğine şahit olundu. bu defa da zekinin kafa şütü yine turgayı aşmıştı. fakat ergun yetişecek ve kaleye giren topu çıkartacaktı.
evet. maç hızlı bir tempo ile başlamıştı. rüzgâr altında olmalarına rağmen izmirliler göz dolduran bir oyun çıkartıyordu. sıkışık müdafaa taktiğine başvurmaları ilk bakışta beraberliğe razı olduklarına bir işaretti. gerçekten de öyle… düşmek tehlikesine mâruz kalan karşıyakanın hem de istanbulda galatasaraydan bir puan alması başarı olurdu... sıkışık müdafaa galatasaray forvetine penaltı dışında gol yapmak fırsatını vermedi. ama müdafaaya çekiliş futbolcuları moralmen sarsmış. belki de, belki değil muhakkak penatlı yapmak hatâsına sevketmişti. 4. dakikada metinin hemen iki pastan topu dışarı atışı ve akabinde b. ahmetin istikametini bulamayan şütu ve 23. dakikada samimin koşeyi sıyırıp giden kafa şutleri… geçiştirilen bu tehlikelerden sonra karşıyakalılar tam rahat bir nefes alacakları sıvada 30. dakikada penaltıdan bir gol yediler. sağ haf erolun topu göğsünden kaçırınca eli ile tutmasının hakem tarafından penaltı ile tecziye edilmesi itirazlara sebep olmuştu. ancak bu hareket tipik bir penaltı idi ve cezmi başar hareketin hakkını vermişti. metinin bomba gibi şütü ilk gol olarak karşıyaka ağlarına takılıyordu…
ikinci devre karşıyakanın baskılı oyunu üstüste bulut ve argunun kaçırdığı goller karşıyakaya beraberlik ümidini vermişti. ancak 75. dakikada ayhana yapılan kasti bir hareketi hakemin yine penaltı ile tecziye etmesi bütün ümitkeri suya düşürmüştü. metin bunu da gole tahvil etmekte güçlük çekmedi. fakat hakemin penaltı kararı itirazlarla karşılanacaktı. bizce karşıyakalıların hakemin bu hükmüne değil. daha evvel galatasaraylıların yapmış olduğu bir penaltıya itiraz etmeleri daha doğru bir hareket olacaktı.
müsabakanın bundan sonraki kısmı biraz hırçın ve biraz da asabi bir hava içinde geçti. bir iki sert giriş ve hakemin bir iki acaip kararı hariç son 15 dakikalık zaman içinde kaydedecek başka birşey yoktu.