dünyanın en sert şuttu futbolcumu eusebio'ya pele'den bahsettiniz mı, alacağınız cevap budur. mesela boş bulunup pele'yi real madrid alacakmış ne dersin?» diye sorun. eusebio'nun dudaklarına hafif bir tebessüm yayılıyor ve diyor ki: «pele, pele! herkes pele'den bahsediyor, sanki ondan başkası yokmuş gibi. pele'yi real madrid alsa da almasa da ben tek başıma yenerim onları.»
eusebio'nun 5-3'lük real madrid maçından bahsederken gözleri parlıyor:
«- real'i ben mağlûp ettim. «bir ara maçı kaybedeceğimizi zannettim. hani şu ufaj binbaşı var ya, neydi canım onun ismi?»
- puşkaş..
«- ha puskaş. ne açıkgöz futbolcu. şeytan gibi. ayağına beş top geldi. üçünü gole çevirdi.»
eusebio'nun kızgınlığı, real'in pele'ye kendisinden cazip teklif yapması olmasından ileri gelior. saporta'nın cebine 8.5 milyon liralık çeki koyup şili'ye gitmesine içerliyor doğrusu. «avrupada oynamak. brezilyada oynamaktan zor. gelsin de o golleri burada atsın bakalım.»
eusebio, daha 20 ay evvel futbol ayakkabısı nasıl giyildiğini bilmez ve iki satır yazıyı sökemezken şimdi büyük idealler peşinde koşuyor. kendi takımından en beğendiği oyuncular: aguas ve coluna. kaptanı çok seviyor ve çok tutuyor. «şimşek kim oyuncudur o» diyor «ejderha gibi girer topa. hem yerden, hem havadan zor mağlûp edilir.» coluna'yı da çok nefesli olduğu için beğeniyor. üstelik memleketlisi, «coluna müthiş adamdır vesselam» diyor. «ne beyin var adamda. o kadar koşar da hiç yorulmaz. hayret doğrusu.»
eusebio paraya kıymet vermiyor ama. izzeti nefsini her şeyden üstün tutuyor. işte «siyah inci»nin sözleri: «bu kadar çabuk sivrilmemi kıskanıyorlar. herkes bana gıpta ediyor. fakat doğrusunu isterseniz transferi okadar çok düşünmüyorum. daha 19 yaşındayım. önümde o kadar çok yıllar var ki...»