üzerinde gri, kumlu bir elbise ve lâcivert bir kravat, başında nefti bir şapka taşıyan uzun boylu, zayıf yüzlü, kır saçlı adam uçağın merdivenlerinden agır ağır inerken birden çakan flâşların karşısında bir an durdu. ve sonra mağrur bir eda ile başından şapkasını çıkardı, kendisini karşılayanları selâmladı.
beklenen bu yolcu, ingiltere kraliçesi tarafından c.b.e (commander of britihsh empire) şeref nişanı ile taltif edilen dünya sağaçıklar kralı stanlet matthews'dü.
bir diplomat kadar itinalı giyinen, zeki bakışlı ve sempatik krala, stoke city kulübü reisi a. henshell ve meneceri waddington refakat ediyordu.
beraberce yolcu salonuna doğru yürüdüler. bu iki spor adamı, matthews'ü israil'e kadar gidip almışlardı.
47 yaş. dile kolay bu... dopdolu, zepzengib bir spor hayatı. dünyânın her yerinde meşin topu kovalayan, karşısındaki rakipleri yerden yere çarpan, tutulmaz sağaçık matthews nihayet istanbul'a gelmişti.
gerçi onun hakkında pek çok şey yazılmuş, pek çok şey dilden dile dolaşmış, fakat bütün bu anlatılanları kendi ağzından dinlemek enteresan olacaktı.
sorduk, cevap verdi. hem de hiç kendini zora sokmadan. işte milliyet'in hazırladığı sorular ve matthews'un cevapları:
soru: 1 - türkiye ve türk futbolu hakkında bilgileriniz?
cevap - ne bilgim, ne de fikrim var. günlerden bir gün bir defa olarak türkiye'ye geleceğim aklımdan bile geçmezdi. şu anda yârım saattir türkiye'de bulunuyorum. bana gösterilen alâka büyük. ilk intibam, türklerin sıcak kanlı intanlar oldukları. türk futbolu hakkındaki görüşlerimi, oynayacağım maçlardan sonra açıklamayı uygun buluyorum.
soru: 2 - uzun spor hayatınızı neye borçlusunuz?
cevap - sigara, içki kullanmam. kızlarla arkadaşlık etmem. devamlı antrenman yaparım. sonra, gıda rejimime çok dikkât ederim. mesela kahvaltıda limon suyu içerim. bal ve kızarmış ekmek yerim. haftada bir gün de (salı günü) sadece meyva yemekle iktifa ederim.
soru: 3 - size niçin «sör» diyorlar?
cevap - bu yerinde bir sual. ben de bu hususu açıklamak isterdim. nedense bütün gazeteciler benim kraliçe tarafından «sör» ünvanı ile taltif edildiğimi zannediyorlar. halbuki ben şeref ünvanı olan c.b.e şeref titrini taşımaktayım.
soru: 4 - bugüne kadar mağlûp edemediğiniz bekler hangileridir?
cevap - sadece bir kaç tane. bunlar içeririnde beatty ve hughes'ı sayabilirim.
soru: 5 - sizce en iyi sağaçık kimdir?
cevap - brezilya'dan garricha ve ve burnley'in sağaçığı conelly'i takdir ediyorum.
soku: 6 - halen futbol oynayan bir dünya muhteliti kurabilir misiniz?
cevap - bu çok zor bir sual. müsaadenizle cevaplandırmayayım.
soru: 7 - şili'de yapılacak bu seneki dünya kupasını kim kazanacak?
cevap - güney amerika'da yapılan şampiyonada brezilya'yı şanslı görüyorum. fakat sürpriz de beklenebilir.
soru: 8 - dünyanın en iyi ekibi?
cevap - real madrid ve tottenham.
soru: 9 - ingiliz futbolunda bir düşme var mı? varsa sebepleri?
cevap - evet, ingiliz futbolunda son yıllarda bir düşmenin olduğu şüphe götürmez. ancak, alâkalı şahıslar gereken tertibatı almış bulunuyorlar. o da profesyonel futbolcuların ücretlerinin arttırılmasıdır. kısa zamanda yıldız futbolcuların doğacağına inanıyorum.
soru: 10 - benfica'nın zaferi hakkındaki görüşünüz?
cevap - real madrid'in, finali, yaşlı bir takım olması sebebiyle kaybettiğini söylüyorlar. ben futboldu yaş faktörünü kabul etmiyorum. benfica anlaşmış bir takım. kazanmasının sebebi kolektif futbol oynamalarında aramak lazımgelir.
soru: 11 - profesyonel futbolculara tavsiyeleriniz?
cevap - çok çalışmak, çok antrenman yapmak ve hayatlarını disipline sokmak. esasen insanın hayatında, bu şartların inkar edilmez bir ehemmiyeti vardır.
soru: 12 - futbolu ne zaman bırakacaksınız?
cevap - 47 yaşındayım. futbolu ne zaman bırakacağımı bilmiyorum. hatta maça çıkarken bile ne yapacağımı o anda düşünürüm.
soru: 13 - spor hayatınızda sizi en fazla şaşırtan hâdise nedir?
cevap - evvelce afrika'daki zanzibar'a yaptığını bir seyahatte çıplak ayakla hemen herkesin futbol oynadığını görmüş, çok hayret etmiştim. herkesin her gün futbol oynadığı bu memleketten ilerde büyük yıldızların doğacağı kanaatindeyim.
soru: 14 - futbolcu olarak unutamadığınız hâdise?
cevap - blackpool'da iken 1952-53 sezonunda bolton wanderers ile kupa finalini oynuyorduk. maçın bitmesine 20 dakika kala 3-0 mağlûp durumdaydık. maç bittiği vakit ise 4-3 galiptik. gollerden ikisini de ben atmıştım. ikinci hadise, stoke city'e tekrar döndürüm vakit 35.000 kişinin bana göstermiş olduğu büyük tezahürattır. unutamayacağım üçüncü hadisenin, türkiye'de cereyan edeceğine inancım var.