tekrar gidiyorum. bu defaki ayrılık daha da uzun sürecek. bu hasreti şimdiden duymağa başladım bile... ne de alışmıştım sizlere... fakat kapıyı aralık bırakıp gidiyorum. niçin mi? kendi dönüşümü hayal edebilmek için... evet. bir gün döneceğim. ama evvelce de söz verdiğim gibi, başı önünde bir metin değil, italyan sahalarında başarı kazanmış bir türk futbolcusu olarak... kafamdaki mettn'i yaratmış olarak...
şimdi yorucu bir devre başlayacak benim için... en az sekiz ay... antrenman... maç... o şehirden bu şehire seyahat... kamp... tekrar antrenman. tekrar maç... fakat hepsinden mühimmi, memleket hasreti... o bir başlayacak ve hiç bitmeyecek.
milli maçlar için gelişim çok iyi oldu. belki vazifemi arzuladığım şekilde, istediğim derecede yapamadım. ama bu maçlar, ay-yıldızlı formayı tekrar giyişim, ister toprak, ister kum, ister çim, ister çamur, ne olursa olsun, mithatpaşanın o sıcak, o herşeyi ile benden olan sahasına tekrar çıkışım... benim en büyük sevgililerim, vefalı türk seyircileri önünde tekrar oynayışım...
ve nihayet kulaklarımda çınlayan «çok yaşa» sesleri... bütün bunlar bana öyle büyük moral verdi ki... bu defa italya'ya evvelkilerden çok daha kuvvetli, çok daha üstün moralle gidiyorum.
bu, bir veda mesajı... italyadan daha uzun mektuplar yazmaya çalışacağım. duanızı benden esirgemeyin... allahaısmarladık benim sevgili dostlarım...