şimdi sizlere amerika-gana maçını futbolsever arkadaşlarla tv’den seyrederken yanımıza gelen trabzonlu ve diyarbakırlı iki 60 yaşlarındaki dayıların muhabbetini nakletmek isterim…
trab – çocuklar bu maç kimin? bizler, amerika-gana cevabını verdik… trab – haaaa, yok ya ben amerikayla, kanada mıdır nedir!? diyar – yok yok kanada değil, ğana ğana trab – yok ben gana’yı demiyorum, kanada kanada… diyar – yok hemşerim, senin yanlışın var. sen bir augenartza (türkçesi gözdoktoru) git… kanada olur mu yaaaa, maç gana’nın!!!
araya 15-20 saniyelik bir sessizlik girdi. trabzonlu dayımın amacı belli, maç seyretmemek… bu seferde yanımızda maçı seyreden caminin hocasına yönelerek:
trab – ya hoca, ölürken abdesli mi olmak iyidir, yoksaaaa….
hoca bir gözü tv’de bir gözü de dayıda;
– ya tabi ki abdestli olmak iyidir. trab – hıııııııııı…
10-15 saniye bir sessizlikten sonra yine; diyar – bu sene izin var mı?? trab – yok yaaaa. zaten 600 oyro maaş alıyoruz. nasıl gidcez izne… zaten buralar da sıcak. aha bugün 33 dereceymiş… diyar – he ya bizim diyarbakırda 41 … trab – yok ya 41 yok, ben gördüm. tabelada yazaydı 33… diyar – olur mu ya hemşerim, ben konuştum bizimkilerle 41 miş diyarbakır. trab – ha sen memleketini mi söylüyon, ben de neuwied’i diyordum!!!
şu an maç seyrediyoruz… gyan’ın golünden sonraki muhabbetlerini de isterseniz hiç anlatmayayım… :)