3-0 mağlûp duruma düştükten sonra açılan karagümrük, 3-2'de ümitlendi, fakat izmirliler dördüncü golle galibiyetlerini perçinlediler
halit kıvanç
gerçek bir bahar havasıydı dün... hani kırlara uzanıp da sevgilinizle başbaşa hayâllere dalacağınız, renkli, kokulu bir bahar havası...
ama dün mithatpaşa stadındaki ilk maçın havası da öylesine renkli, kokulu idi. daha izmirspor sahada göründüğü danda, saçtığı koku, fenerbahçelilerin ve beşiktaşlıların içini bayıltacak cinstendi.
bahar havası bu... kokular birbirine karışacak kadar çoktu. maçın 22. dakikasında cenabın şutuyla direkten dönen topa yetişen özcan ilk golü çıkarıverince, totoculara başağrısı veren bir koku duyuluverdi. üç dakika sonra, bu defa güven'in nefis bir hamle sonunda ayni nefasetteki şutuyla çıkardığı ikinci gol, havadaki transfer kokusunun nöbetini arttırıverdi. bahar havasıydı bu... insan sadece kırda uzanıp hayal kurmazdı ya... işte güven topa maharetle hükmederken, tribündeki bütün idareciler gözlerini bu istidatlı gence dikmiş, gelecek sezon için ne tatlı hayallere dalmışlardı. futbolcuydu bu güven.. işte, işte ikinci devre başlar başlamaz havadan kurşun gibi inen topa ne mükemmel bir vole yapıştırıyor ve sayıları üçe çıkarıyordu. fakaaaat bu ortayı yapan cenap da ihmale gelir miydi?... haydi biraz da cenap hayal edilmeliydi. bilinmez, belki de hayal hakikat oluverirdi.
3-0 dan sonra birden çarşamba gününün kokusu hissolunmağa başladı. işte karagümrük üstüste üç gol yemişti. tıpkı fenerbahça maçındaki gibi. işte (tarığın düşürülmesiyle) hakem penaltı vermiş ve kadri penaltıdan ilk golü çıkarmıştı... tıpkı fenerbahçe maçındaki gibi... işte aydın - tarık kombinezonunun soldan inişi (aydının vuruşuyla) golle neticelenmişti. tıpkı fenerbahçe maçındaki gibi... «3-0'dan 3-3'e» kokuyordu hava...
hayır?... izmirspor futbol okuyordu ve çetin karagümrüğe, misafir iken dahi boyun eğmeyecekti. ve cenap, güven'den alıdğı pası fevkalade sutla gole çeviriyordu. bu, neticenin ilanı demekti. bir idare ci olsam, güven'le cenab'ı hayal etmez de kimi düşünürdüm? ama izmirsporun da idarecileri vardı ve herhalde onlar da bu futbol oynayan ekibi bozmamak için çalışacaklardı.
doğrusu dün mükemmel bir oyun çıkaran, her hattıyla ahenkli çalışan ve hele 62 dakikayı 10 kişi oynamak zorunda kalan izmirsporun 4-2'lik galibiyeti. alkışlanmağa değer bir başarıydı. eğer 28. dakikada aykut fuzuli bir hareketle başvurmasa, hakem tarafından oyundan çıkarılmayacak ve takımının 10 kişi kalmasına sebebiyet vermeyecekti. aykut'un yerine nedim'i geriye alarak sanki 11 kişilik tam ekipmiş havasında oynayan izmirspor karşısında, karagümrüğe biraz nazar değimiş gibiydi. yoksa dünkü nefis bahar havasının gevşekliği mi? ne olursa olsun. seyrettiğimiz maç bahar kadar güzel, bahar kadar heyecan verici idi.