neticenin az farklı oluşuna, şekerhilâl müdafaasının kapalı oyunu kadar, üç gollük şutun kale direklerinden dönüşü sebeb oldu
necmi tanyolaç
galatasaray, şekerhilâlden 2 puanı alabilmek için tam 83 dakika bekledi ve bastırdığı nisbette de yoruldu tabii...
bu ana kadar maç tamamen şekerhilâl ceza sahası içinde geçmişti. ankara'nın sarı - lâcivertli takımı defansını iki üç oyuncusuyla kenetlenmiş ve rahatça görülecek şekilde beraberlik oyununa başvurmuştu. ergun'un 83 üncü dakikada kazanılan bir kornerde ileri fırlayıp, hücum hattındaki arkadaşlarıan ders verircesine uzaktan fileleri kaldıran şutu olmasaydı şekerhilâl bir müddet sonra maksadına erişecek ve istediği tek puanla sahadan ayrılacaktı. maçın başında direklerin himayesine sığınan bu şanslı müdafaa, zaman ilerledikçe maçın kontrolünü eline almıştı. ısrarla, inadla ve hattâ avantajlı bir kupa finalisti ustalığı ile müdafaa yapan şekerhilâl'in işini kolaylaştıran bir durum daha vardı, galatasarayın, en müsait pozisyonların doğduğu anlarda dahi dahi oyunu ceza sahası önünde sıkıştırması... şekerhilâlliler böylece oyunun son 7 dakikasına kadar beraberliği muhafaza ettiler. ama dört gollük şütü direkten dönen şansız galatasarayın gerideki kumandanı ergun sabırsızlık ifade eden bir hareketle ileri fırlamış ve bir hafbek için ceza sahasının dışından atılabilecek volelerin en iyisini çıkarmıştı. bu golle galatasaray galip geliyor ve ergun galatasaray'la birlikte totonun bankerlerini de kurtarmış oluyordu. golün yarattığı büyük sevincin tezahüratında sarı - kırmızılı taraftarlar kadar toto'cuların da hissesi büyüktü.
direk, direk, direk
galatasaray oyuna arzulu girmişti. fenerbahçe maçından çıkmış sarı -kırmızılı futbolcular ikincilik hedefi için maçın mutlak surette alınması arzusunda görünüyorlardı. ama, başta hakem, sonra direkler ve nihayet iyi bir rakip müdafaa hu arzunun tahakkakunu biraz geciktirdi. hakemin kusuru, 17. dakikada suatın tarttığı topu şekerhilâl santrahafı ilhanın çelişini görmemesiydi. hareket tipik penaltıydı ve hakem eliyle oyuna devam işaretini verdi. direklerin azizliği ise bir değil, iki değil, tam üç defa tekrarlandı. dk. 13. suat belki de hayatının en iyi şütlerinden birini çıkardı. vurduğu yer ceza sahasının tam üzeriydi. direklere âdeta bir mermi çarptı... dk. 24 uğurun bir hentbol atışında ahmet bermanın plâsesini yine direkler durdurdu. devre 0-0 kapanırken şekerhilâl metin - nazmi - altan üçlüsüyle kontratak denemeleri yapıyordu.
ikinci devre ile beraber galatasaray başladı. tabi direkler de...
dk. 46: bir çift vuruşta metinin gollük topunu üst direkler avta gönderdi. sarı - kırmızılı taraftarlar üzüntü ile direkleri seyrederken, birden kaleci seferin klâsı ortaya çıktı. genç kaleci hakikaten mükemmel çıkışlar yapıyor ve bir kaleci için en ölü noktalardan goller alıyordu. sayılı fırtınaları savuşturan genç kaleci, ergunun attığı golü kurtatamayacaktı şüphesiz... zira, kalesinin önünde ki karambol bir tarafa, ani şutle sağ alt köşeyi bulan topu görmiyecek kadar önü kapalıydı.
hâsılı dünkü maç direklerle başladı, kaleci seferler bitti. galatasaray şansız olduğu nisbette beceriksiz, şekerhilâl ise ankara futbolunda hatırı sayılır bir kuvvet olmaya namzet gözüktüler...