1 mayıs 2010. denizli deplasman organizasyonu başlıyor. dersleri bitirip gönül rahatlığıyla, her zaman olduğu gibi erkenden yola koyuldum.
yolculuğum kuşkusuz ki güzel geçti. ankara'dan denizli'ye genelde düz bir coğrafyada ve zaman zaman bozkırda zaman zaman yeşil tarlalar arasında ilerledim.
akşam 16.30'da denizli girişindeki sevindik'e vardım ve buradan pamukkale'ye yöneldim. temmuz 2009'daki üstünkörü ziyaretin aksine bu ziyaretim oldukça kapsamlıydı ve traventenlerin yanısıra antik şehri de gezdim, özellikle antik havuzu çok beğendim. güneşin batışını pamukkale'de seyrettim ve sonra denizli'ye doğru yola koyuldum.
hacı şerif'ten yarım kilo irmik helvası alarak ve çeşitli sürpizlerle utku'nun evine doğru yol aldım. akşam da utku, kankası ümit kemal ve salih abi'yle iyi bir sohbet ettik.
gece iyi bir uyku çekip saat 09.00'da kalktım ve 09.45'te evden çıkarak gezintiye başladım. çamlık-seyir terası-dağ yürüyüşü-incilipınar parkı-istiklal-emek-stat-çınar-gmk bulvarı-hastane caddesi-kaleiçi-bayramyeri güzergahıyla şehri epey turladım. özellikle burada fotoğraflarda ayrıntılandıracağım dağ yürüyüşü muhteşemdi, oksijen depoladım.
denizlispor taraftarları düşmüştü ama tepki koyan yoktu. hatta yollarda bank asya 1. lig diye tezahüratlar ettiler. stada varıp tribüne girdiğimde bizden tek taraftarın ben olduğunu anladım. bir de 3 kişilik bir aile, bir polisin arkadaşı, içeriye ücretsiz giren bir çocuk ve kalecimiz özkan karabulut'un izmir'den gelen amcası ve kişibaşı 2 polisle karşılaşmayı izledik. karşılaşma öncesi ve sırasında tek başıma tezahüratta bulundum. o gür sesim tabi ki duyuldu. kaptan'la selamlaştık, tam arkasından geçen vranjes de alınmasın diye jurica tezahüratında da bulundum, onla ve doll'la da selamlaştık.
karşılaşma bildiğiniz gibi. çıkışta özellikle tribünde bekledim ki 57 gençlik dağılsın. sonra hemen bizim takımın çıkış yaptığı tarafa gittim. burada biraz sonra göreceğiniz gibi çok sayıda fotoğraf çekindim. ve bir şeyi anladım ki futbolcular siteyle de taraftarla da çok ilgili. malzemeci muharrem abi benim onur nazlıaka olup olmadığımı sordu. kulüp müdürü zafer bey sanırım simaen de beni tanıdı, olası deplasman tribünü sorunları için cep telefonu numarasını iletti. ilhan'la da fotoğraf çekindik, kendisine 2 stoperin savunmada olamayacağı gerçeğini söyleyince yani malumu ilam edince sadece acı acı tebessüm edebildi, çünkü bugün kendisi oynamalıydı -ki oynatılmamasının bedelini ödedik-. tozo kısaca ''tatil, tatil'' dedi, o yüzden kötüydük dedi. orhan'ın sorusu üzerine ankara'dan geldiğimi belirtince kendisi şaşırdı.
takımı uğurladıktan sonra sahaya da girip fotoğraflar çektim. sonraysa bizim tribünde yer alan genç arkadaş emre'ye çok istediği gençlerbirliği atkısını hediye ederek çınar'a yol aldım. ben oradan epey yürüyerek hastane-akkonak üzerinden utku'ların evinin epey uzağındaki yenişehir-servergazi taraflarına çıktım. şansıma teraspark avm servisiyle epey uzaktaki utku'ların evini aşağısındaki istiklal'e yani nazilli sevilen pide'ye uzandım.
yine çok gezmiştim. utku'lara vardığımda akşam saat 22.30'du. utku'larda 50 dakika oturduktan sonra yola koyuldum ve denizli seyahat'ten 25 milyona aldığım biletle 00.00 arabasıyla ankara'ya doğru yola çıktım.
bugün oldukça yorgundum. uykusuzluk gözlerimi yaşartıyor, gözlerim hala ağrıyor. ayağım şişti. doktor bey yaşlanıyor muyum ne? yok yok, bu gezmeye hepsi değer. güzel bir deplasman yaptığıma inanıyorum. bu seneye son nokta umarım bu değildir, bir cuma öğleni ansızın yola çıkmayı diliyorum.