trabzon deplasman organizasyonunu 5 kişilik dev taraftar topluluğuyla gerçekleştirdik.
geçen hafta cumayı kendime tatil kıldım, cuma günkü derslerinin kolay telafi edilebilirliğini de göz önüne alarak sabahleyin yola çıktım, uygun bir otobüs bularak samsun'a ulaştım. şöyle kısa bir şehir turu attım. bu sırada bafra nokolu denilen o güzel tatlıyı da şans eseri de olsa tattım. kilosu 10 milyona, % 50'si ceviz, % 50'si un, yağ, şeker, kuru üzüm, bal. çok şahane bir şey, samsun'a gidecek olanlara öncelikle bafra nokolunu öneririm. tabi lezzet turumuz bununla da sınırlı kalmadı ve ordu-polonya-samsun şeklinde kilosunu 6 milyona getirdiğimiz halis fındık kreması nutella ve bafra pidesi de bize eşlik etti.
cumartesi sabahı yola çıktık. ünye'den yunus'un katılımı ve ordu'da yaptığımız kısa gezinti sonrası mehmet abi'nin gelişiyle birlikte trabzon'a doğru yola çıktık. karadeniz sahil yolunun oldukça iyi koşullarında bu yolculuğumuz oldukça kısa sürede tamamlandı
trabzon'da stadı bu kez oldukça kolay, karşılaşma öncesinde destek enerjimizi de tost evinde bulduk. ne yiyelim ne edelim derken karışık tostta karar kıldık. bu kez dükkan sahibi ''sizin karışık mı bizim karışık mı?'' deyince trabzonlu olmadığımızın ayan beyan anlaşıldığı bir kez daha ortaya çıktı. bizim karışık kaşar+sucuktan oluşuyor, onların karışıkta kaşar+sucuk+turşu+ketçap+mayanoz+zeytin varmış. trabzon usulü karışığı tercih ettik etmesine de tek pişmalığımız bu tostun bizi aşırı doyurması ve akşama yer kalmamasıydı. burada 5. taraftarımız deniz (burçay haberal) de bize katıldı ve stada doğru kutlu yürüyüşümüz başladı.
bu kez geçen seneki sıkıntıyı yaşamamak için işi sıkı tutmuştuk ve buna değmişti. konuk taraftar tribünü artık hiç olmadığı kadar bizimdi. polis girişte kimlikleri dahi kontrol edip doğum yerine baktı ki tribüne gençlerbirliği taraftarından başka kimse girmesin. üzerimiz üstünkörü arandı, hiç bir sıkıntı yaşanmadı, polisler de karşılaşma için iyi dileklerini iletti.
takım sahaya çıktığı zaman serdar'la selamlaştık. bu sırada asuman abla abreg abi'yi aradı, ''ekrandakiler siz misiniz?'' sorusunu yöneltti. ilk orada televizyona çıktık. bundan 5 dakika sonra bir sürpiz daha yaşadık ve geçen sene temel'den tsunami fıkrası anlatan, çekirdek ve çikolata ikramının yanısıra neşe ikramıyla da bizi mutlu eden artvinli polis abi'mizi yan tribünde gördük. biraz muhabetten sonra kendisi görüşürüz deyince bunda bir tereddüt duymadık çünkü biz onu bulmasak bile o bizi kesin buluyordu.
karşılaşma teknik taktiğini diğer başlıkta geçtim. http://www.alkaralar.com/...=viewtopic&p=89109#89109. buna ek olarak gol olunca gördüğünüz gibi çok sevindik, televizyona da çıkmışız. 3 kez radyoya, bununla birlikte 3. kez de televizyona çıktım, aman ne büyük olay! tribün kalabalık olduğu için sadece beni, yunus'u, deniz'i çekebilmişler, abreg ve mehmet abi'yi bir sonraki olası golde yanımıza davet ettik ki onlar da kalabalıktan sıyrılıp televizyona çıkabilsin.. gol atılınca televizyonda oldukça neşeli görüntüler sergilemişiz. karşılaşma sonundaysa trabzonspor öne geçip de yandan 1-2 uşak bizim tribüne doğru koşunca bu harekete bir anlam veremedik ama stattan çıkıp da o korna seslerini işitince anladık ki bu galibiyet onlar için çok anlamlıydı. bizim penaltımızın verilmemesi ve ofsayttan gol atmaları bile o an umurlarında değildi, dünya o an boştu. o kadar zor bir galibiyetti ki! deniz, korna çalma olayının ancak üçüzlerle oynanan karşılaşmalar sonrası olduğunu belirtince olayın önemini daha iyi anladık.
meydan'a geldiğimizde geleneği bozmayarak yine aynı yerde akşam yemeği yedik. ben de bir koşu kadayıf aldım ki yine gelenek bozulmasın. yemekleri yedikten sonra deniz'i yol üzerindeki dolmuş durağına bıraktık, bizse ordu'ya doğru yola çıktık.
saat 00.30'da ordu'daydık, yunus'u ünye'ye bırakıp abreg abi'yle samsun'a devam ettik, saat 02.15'te samsun'a vardık ve abreg abi beni otogara bıraktı. 3-4 saat uyku için git gelin anlamı yoktu. nitekim otogara indikten sonra ilk gelen ankara otobüsü olan lüks karadeniz turizm'in poli-tiflis-batum-hopa-samsun-ankara-antalya aracıyla, gürcü arkadaşlarla kardeş kardeş ankara'ya doğru yol aldım.
2 günü aşkın zaman sonra ankara'daydım. epey yorulmuş, çok yol kat etmiş, iyi karşılaşma görmüş ama 3 puanı tadamamıştım. tüm bu duygularla eve yol aldım. 2 günün yorgunluğunu üzerindem attım. deplasman bilgilerini ve fotoğraflarınıysa onca yorgunluğun ve sitedeki arızanın üzerine ancak bugün aktarabiliyorum. o yüzden sizi şimdi seyre davet ediyorum.