fırsatları iyi kullanan sarı - kırmızılılar, vefa'yı metin "3" isfendiyar ve suat'ın golleriyle 5-1 yenerken, sarı-lacivertliler de k. paşa'yı ikinci devredeki oyunlariyle 4-1 mağlûp ettiler
kahraman bapçum
futbol bu... topla daha çok oynayan, rakip sahada daha çok dolaşan değil, daha çok gol yapan kazanıyor maçı... ve dünkü maçta vefa'nın daha baskılı oyununa rağmen galatasaray işte beş golü sıraladı gitti.
bir tarafta didinen, mükemmelen çalışan, müdafaadan aldığı topu rakip sahaya hattâ kale önüne kadar götüren, fakat asla netice alamayan bir onbir vardı, diğer tarafta ise bütün maçta altı yedi defa akın yapıp beş tane gol atan futbol takımı...
elbette ki bu ikinciler, yani futbolun ne olduğunu bilen ve bu bilgiyi realize edenler kazanacaktı ve öyle olduç ama galatasarayın bu üstünlüğüne rağmen neticenin bu kadar farklı olmsı da anormaldi doğrusu. bu büyük farkta galatasarayın hemen hemen kusursuz onbiri kadar ve belki onlardan fazla vefa kalecisi baskının rolü vardı.
maçın hakiki kahramanları ise isfendiyarla metin'di. emektar sağaçık, karşısında vefanın en başarılı oyuncusu rahmi olduğu halde, oynadığı tarafı kasıp kavruluyor ve metin -çok zaman olduğu gibi - tek başına zorlu bir müdafaa ve üstün bir kaleci ile bile başa çıkacak olgunlukta görülüyordu. eğer galatasaraylılar vefayı böyle kalecisiz, yakalamış olmasalardı herhalde işi biraz daha sıkı tutacaklar ve bu kadar farklı olmasa bile gene de net bir netice ile maçı alacaklardı. çünkü - bilhassa ikinci devrede - vefayı kendi sahalarına çekerek «oynarken» karşı kaleye çok güvenmenin rahatlığı içindeydiler.
maçın beş golü de kalecilerin hediyesi idi. 10 uncu dakikada, ortadan aldığı bir pasla şimşek gibi fırlayan isfendiyarın âdeta yuvarlar gibi attığı topu baskın'ın altından kaçırması beklenmez bir hatâ değildi. fakat üç dakika sonra ibrahim'in çok uzaktan yaptığı bir ortada şandeli iyi tâkip edemeyen turgay'ın en kuvvetli olduğu yerden, başının üzerinden gol yemesi beklenmezdi. mamafih turgay üçüncü galatasaray golünden birkaç dakika evvel özer'in çok sert bir şütünü nefis bir plonjonla karşılayıp ödeşecekti. halbuki baskın... 14 üncü dakikada isfendiyardan pas alan suat'ın karşısında ne kadar acemice bir çıkış yaptıysa. 39 uncu dakikada gene isfendiyarın ortaladığı topla kaleye giren metinin karşısında da o kadar aceemice, bekledi. iş bununla kalmayacak ikinci devrenin 6 ncı dakikasında erol'ün, 26 ncı dakikasında isfendiyarın ortaları ile metin'in attığı goleri «seyredecekti.»
futbol bu idi... daha çok oynayan değil daha çok gol yapan kazanıyor maçı... galatasaray vefayı sahada ezmedi ama sayı tabelasında çok fena ezdi... gaye de bu idi.