dağınık beşiktaş, yeşil-beyazlıları birol'un (biri penaltıdan) attığı iki golle mağlûp etti:2-1
namık sevik
kendisine en yakın durumda olan fenerbahçe'yi 6, galatasaray'ı ise 8 puan geçen milli lig lideri beşiktaş dün vefa'yı zorlu bir mücadeleden sonra ancak 2-1 mağlûp edebildi. eğer maça bidayettenberi asılan yeşil - beyazlıların kitlesini baskın değil de herhangi bir kaleci korumuş olsaydı bu netice en azından bir beraberlik olacaktı. mithatpaşa stadı sâkinleri, bu sahada bocalayan pek çok kaleci görmüşlerdi.
ama baskın gibi ne yaptığını bilmeyen, mütereddit ve 90 dakikalık zaman içeririnde arkadaşlarına güvensizlik telkin eden bir kaleciye pek ender rastlamışlardı. bu sebeple vefa oyuna dağınık başlayan ve hiç bir zaman da toparlanmak iştidadı göstermeyen beşiktaşa boynunu bilmek zorunda kaldı. siyah -beyazlıların bu derece byük bir avantajdan faydalanmayı becerememeleri aradaki puan farkına rağmen ciddiyetle üzerinde durulmaya değer bir mesela olsa gerektir...
hücumda başta takım kaptanı nazmi olmak üzere hiç bir faikiyet göztermeyen beşiktaşlılar müdafaada ise birkaç oyuncunun şahsi gayretiyle vefa akınlarına karşı koyabildiler. sebahattin'in garipsenen oyun tarzını ve hatalarını tuncay ve kaya'nın kapayabilmeleri muvaffakiyetti doğrusu... bu iki futbolcu her zaman aynı randımanı verebilir ve aynı başarıyı gösterebilirler mi? bizce daha ciddi bir rakip karşısında bu suale verilecek cevap kocaman bir «hayır» olacaktır. bahattin için vazifesini yaptı. ilhan ilerisi için limid verici, kaleci necmi için de her zmanki gibi muvaffaktı demek yerinde olacaktır.
vefaya gelince: aşırı sert ve hattâ favle kaçan futbolu ile enerjiye dayanan sakinler karşısında başarı sağlayabilir. ancak yerden kısa paslı oynayan teknik bir takip önünde bocalamaya ve dağılmaya mahkûmdur. eğer müdafaada ahmet, rahmi, muhterem, arif ve eşref çok iyi günlerinden birinde olmasaydılar hücum hattındaki dağınıklık ve kaleci baskın'in hatalı hareketleri takımı daha farkh bir mağlûbiyete götürebilirdi.
ilk devrenin 15. dakikasına kadar mütevazın bir tempo içinde geçen oyunu, 17. dakikada hilmi'nin falsolu şütünü yerinde bir süpleksle necmi'nin kornere çıkartışı süsledi. bu hareketten sonra yeşil-beyazlılar üst üste akınlarla beşiktaş kalesini zorlamaya başlamışlardı. fakat bu açılış ve sahaya dağılış onlar için tehlikeli olacak ve 31. dakikada penaltıdan bir gol yemelerine sebebiyet verecekti. bu hareket şu şekilde olmuştu: sağdan uzatılan topa şenol dalmış ve solaçığa kayarak çok güç pozisyonda ortalamıştı. baskın her zamanki gibi isabetsiz bir çıkış yapmış ve kaleyi boşaltmıştı. nazmi'nin kafa ile boş kaleye havale ettiği topu eşref son çare olarak eliyle tutmak mecburiyetinde kaldı: penaltı... birol plâse bir vuruşu köşeye bırakmakta gecikmedi. top ağlarda: 1-0.
vefayı gol bozmamıştı. nitekim yeşil-beyazlılar hemen ismet vasıtasiyle hücuma geçtiler ve hilmi'nin güç pozisyonda attığı şütle 41. dakikada beraberliği temin ettiler.
ikinci devrede beşiktaşa beklenen düzelmesi gözükmedi. hattâ zaman zaman yeşil-beyazlıların hücum üstünlüğünü elde ettkilerine şahit olundu ve bu hâl 70. dakikaya kadar devam etti. bu dakikada aniden parlayan bir beşiktaş hücumunda birol yakın mesafeden galibiyet golünü atmaya muvaffak oldu. vefalılar bu gole birol'un daha evvel topu eliyle düzelttiğini ileri sürerek itiraz ettiler. fakat hakem veli necdet arığ ilk devrede birol'un, baskın'ın üzerinden kafayla aşırttığı ve rahmi'nin çok güç pozisyonda röveşata ile topu kaleden çıkarışına da beşiktaşlıların itiraz edişlerini nazarı itibara almamıştı.
maç gittikçe ağırlaşan bir tempo içerisinde beşiktaşın 2-1 lehine bitti.