çok kötü bir sahada yağmur altında oynanan maçta sarı - lacivertlilerin tek golünü şeref attı
dünkü mağlûbiyette özcan'ın ve naci'nin büyük hatâları vardı
fenerbahçeli idareciler nice'in ısrarlı tehir teklifini kabul etmediler
halit kıvanç ve necmi tanyolaç cenevre'den bildiriyor
evvela senden başlayalım özcan. 7 nci dakikada foix, naci'nin kafa ile kesemediği topu ileri atıp, depara kalkarkan neden kalenden çıkmadın? çıksaydın, alacaktın topu...
sonra yine sen özcan? foix'nın ortaladığı topu elinden kaçırdın ve faivre'in boş kaleye attığı üçüncü gole neden seyirci kaldın?
ve yine sana hitap ediyoruz özcan? de bourgoing'ın şutünde topu neden öyle serbest bıraktın? yenir miydi o gol? senin klasında bir kaleci yemeli miydi o dördüncü golü? ve maalesef yine sen özcan, foix, kalene doğru gelirken neden öyle yerinde çakıldın kaldın? hulâsa, bir final maçının, dün geceki anormal oyunun anormal sahanın kalecisi sen değildin ve olamazdın...
ve naci, hafiftin. zayıf kaldın sahada. saha ağır, müdafaan kötu idi. ama bir santrfora senin gibi bir santrhaf bu kadar geniş şekilde hayat sahası verir miydi?
sen gürcan, sen akgün, , dün sahada mıydınız? göremedik sizleri...
ve sen gölleşmiş sahada top süren, çalım atan, ısrarla kısa pas yapan can, lefter ve yüksel mithatpaşa'nın kuru günlerinde mi oynuyordunuz. yoksa bir gölde mi? bunu, bir
türlü farkedemediniz. nice'li futbolcuların oyun devamınca havadan yere indirmediği topları siz neden o bataklıkta ısrarla çamurda, suda çalım atarak götürmek istediniz anlayamadık?
ve siz sayın antrenör molnar: naci'nin daha ilk dakikalardan itibaren aksadığını gördükten sonra neden nicr'in en kuvvetli tarafına karşı defanımızı tahkim etmediniz. neden basriyi veya osman'ı santrhafa almadınız? görmediniz mi, foix'nin naciyi vızır vızır geçtiğini? ama dünkü fenerbahçe dünkü, tâ istanbuldan kalkarak fenerbahçe'yi tesçi etmek için cenevreye koşan taraftarlar kadar talihsizdiniz. çünkü dünkü havaya ve dünkü gayri nizami sahaya göre futbol oynayan elemanlarınız sadece avni, şeref, osman ve basri'den ibaretti. ve elbette bu dört kişi ile nice'in takım halinde pirinç tarlasını yaran o 11 ini mağlûp edemiyecektiniz. ve siz sayın idareciler: niceliler maçın tehirini ısrarla talep ettikleri zaman, neden maçı oynamak, takımının futbol tarihinde hiç bir teşkilatın oynatmağa müsade etmeyeceği bir sahaya çıkarıp, bir hayal uğruna koca şansınızı riske ettiniz?
işte nice, bu fenerbahçeyi yendi. fenerbahçe şansızdı, saha kötü idi. rakibi iyi hazırlanmıştı. kalecisi, kendi kalecisinden çok daha klâstaydı. şu veya by. neresinden bakılırsa bakılsın fenerbahçe sahaya girişten çıkışa kadar bir hezimet koleksiyonu içerisindeydi.
nice dün geceki onbiri ile 5 tane atmasa bile, bir iki farkla fenerbahçeyi yenecek kudrette idi. sonra bir kerre daha müşahade ettik ki, bizim oynadığımız futbol, avrupal, maçına ve havasına göre futbol oynıyan bir takım, mesela galip fransa şampiyonu gibi iyi hazırlanmış bir takım önünde maksatsız, sadece oyalayıcı harekatlerle dolu - haddi zâtında boş - bir futboldur.
maçtan notlar
maç oynanacak mı, oynanmayacak mı? saatler böyle ilerledi dün. yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor ve fenerbahçeli futbolcuların içine akıyordu. çoğu tehire taraftar görünüyordu. nihayet maçın oynanmasına karar verilmiş, nasıl verildi anlıyamadık? gayri nizami demek için sadece iki adım yürümenin kâfi gelebileceği bir sahada futbol oynatmak, hem de avrupa şampiyon kulüpler kupasında son kardöfinalisti tayin edecek bir maçı oynatmak! insaf yok bu adamlarda. ama bize ne? futbolcu muyuz, idareci mi, antrenör müyüz yoksa?
fenerbahçeli binlerce taraftarın cenevre caddelerinden konvoylar halinde geçişlerini bir görseydiniz... borazanlar çalıyor «saçları sarı sarı, gözleri mavi mavi...» gür bir ses topluluğunun simsiyah havayı yaran marşları. «dağ başını duman almış» içimiz ürperiyor. bu ne taraftarlık, bu ne büyük milliyetçilik hissi yarabbi... ama ne bilirsiniz alplerin karlı tepelerini tırnaklarıyle asarak, tırmanarak fenerbahçenin kader maçına koşunların bir hezimet önünde susmayı geldiklerini.
saat 19.40. charmille stadının açık ve kapalı tribünlerinin birleştiği yerden «fenerbahçe çok yaşa» tarrakası koptu. ay-yıldızlı bayraklarımız. fenerbahçenin renkli filamaları, sağanak altında. fakat bana mısın demiyor. saha çimen, ışıktan ve yağmurdun parlıyor. fakât hâlâ ekipler pompalarla sun'i gölleri boşaltmaya çalışıyorlar. ne yapsalar nafile bu yağmur dinmez bu saha düzelmez. charmille göl halinde hülâsa...
saat 20.10. takımlar sahaya beraber çıktılar. fenerbahçeliler çubuklu formalariyle, nice'liler ise beyaz zemin üzerine kırmızı - siyahtan esas formalarını giymişler.
saat 20.15. sağanak devam ediyor. fenerbahçe oyuna başladı. ve hemen bastırdı. dakika 3: yüksel'i chorda biçiverdi. frikik lefter çekti, ıskaladılar. can'ın sol volesi «tıpkı galatasaray maçında attığı vole golü pozisvonundaydı can» ne yazık ki karşıladılar. güzel hareketti. fenerbahçe bastırıyor, bastırıyor. fakat nice'de müdafaa maçı vermiyecek kadar akıllı ve kuvvetli.
fenerbahçe ilk golü 7 nci dakikada yedi. ani ataklarla hücum deneyen nice, yine böyle bir açılışta foix'nın ayağındnn galibiyetin kapısını araladı. yine foix'ın hesaplıca kullandığı toptu naci kafa ile kesememişti. foix, ileri attığı topu ceza sahasının tam önünde tekrar kontrolüne aldı. rahat bir durumda sayılırdı. özcan çıkışta tereddüt gösterirken sert bir şütle beyaz top fenerbahçe kalesine girdi: 1-0.
özcan, ah özcan çıksaydın, bir yerin mi eksilirdi acaba? ama hayret fenerbahçe hücumda üstün görünüyor. işte lefter ceza sahasına girerken sağ haftan taban yedi. frikik neticesiz.
15 inci dakika: şerefin pası canda. altı pasa girdi. hâlâ çalım atıyor. eh tabii kaybedecekti bu güzelim pozisyonu.
futbolcuların adeta tabiatla mücadelesini seyrediyoruz. belki heyecan var ortada, ama buna futbol denmez, dedik ya. nefesi, bileği kuvvetli olan alacak maçı.
ve fenerbahçe, nice kalesi önünde cılız pasıaşmalarda ısrar ederken ikinci darbeyi yedi. dakika 17 : yine bir ani atak yaptı rakip takım. sol açık faivre'in güzel bir ortası -top böyle ortalanır birader- milazzo'nun kafaya çıkmasiyle beraber topun kalemize girmesi bir oldu : 2-0.
fenerbahçe 2-0 mağlûp duruma düştü. ve şöyle bir değişiklik yaptı: gürcan sağhafa, akdün solhafa geçtiler. basri forvete alındı. nerede oynıyacak? nereyi boş bulursa orada. ve avni solbeke yerleşti. ve çok iyi bir oyun oynamaya başladı.
hayrettir, 2-0 mağlûp durumdaki fenerbahçe hala hücum üstünlüğünde hala, karşı karşı bir akın yapıyor. üç pasla gol. gidiyor. bir kaleci kötü oynar, fakat bir müdafaasının santralı olan haf hattı bu kadar markajsız çalışırsa akibet hezimettir. hiç ortası yok bu işin. işte dakika 34: foix ortaladı. sağaçık yerinde idi. özcan ölu gibi topa çıktı, tuttu kaçırdı. bakarken faivre boş kaleye hayatının herhalde en rahat golünü atı verdi: 3-0. devre biterken lefterin kornerine yüksel vole kondurdu. top kaleye girerken sağhaf cornu kafa ile topu uzaklaştırdı. bu sonuncusu için fenerbahçe talihsizdi demek doğru olacak. devre 3-0 kapandı.
lamia'nın kurtardıkları
kaleci lamia bu gece fransanın bir numaralı kalecisi olduğunu rahat rahat isbat ediyor. 15 inci dakikada can'ın şutunu çekeceği sıradaki hamlesi bir... 24 üncü dakikada lefterin frikikini köşeye kapanarak alması iki.. 26 ıncı dakikada şerefin ayağından aldığı gol üç...
ikinci devre
fenerbahçe handikapı kapamak azmiyle hızlı başladı. dakika 46: yüksel ortaladı. basri şütünü çekti kaleci lamia bir gol daha kurtardı. lamia için arkamızda oturan fransız gazetecileri hârika adam diyorlar. ah bizimki de bir harikalaşsa. üç golden sonra mı? olsun bekliyoruz.
dakika 48: şerefin 30 metreden nice ağlarına taktığı top. meğer fenerbahçenin şeref sayısı olacakmış bilinir mi? lamia 90'a takılan topa gık diyemedi. fenerbahçe golün tesiriyle bastırıyor. şu halde gol yiyecek derken nice bir kere daha fenerbahçeyi affetmedi. bu arada golden evvel dakikta 56: şeref'in soldan dalışı ve şutunu çekişi. lamia bu defa izin vermedi topa. zaten fenerbahçe forvetinde bir şeref var çalışan gerisi gezintide.
dakika 57: aferin özcan, albanın şütunu iyi kurtardın, demeye kalmadı. bir dakika sonra skor 4-1 oldu. bu defa gol atma sırası de boirgoing'a gelmişti. özcan'ın bloke edemediği top önüne düştü ve şutunu attı. osman, kale çizgisine koşup mâni olmak isterken olan olmuştu zaten: 4-1.
fenerbahçe maçı bıraktı gibi. arada bir iki taraf oyuncuları birbirlerine sert giriyor. ama bunlar hadise olacak cinsten değil. çünkü nice maçı garantiye aldı. maç kritik bir durumda bulunsa herhalde tarafsız sahada fransız gazetelerinin manşetşerinde belirttikleri gibi bir muharebe seyrederdik.
artık korkmağa başladık. fenerbahçe böyle oynarsa mazallah 6 olur. 7 bile. çünki öyle rahat gol atıyor ki nice .. işte 64 üncü dakika: faivre'den aldığı topla foix ilerledi bir ara gürcan'a çarptırdı. topu, tekrar kaptı. ilerledi. özcan âdeta gol bekliyordu. kalesinden çıkmayan kaleciyi fransız futbolcusu bir kere daha mağlûp etti. o maçın son golüydü: 5-1.
fenerbahçe maçın sonunda bir gol daha kaçırdı. can'ın parmakla sayılacak kadar iyi hareketlerinden biri. ve lefter'in parmakla sayılacak kadar iyi bir şutu. kaleciyi geçip kaleye girerken milazzo kafa ile çıkardı. o da nereden geldi kalenin önüne anlıyamadık. halbuki bizim sol içler, bizim sağ içler hep nice yarı sahasındaydı...