u.e.f.a. genel sekreteri pierre dealauney, türkiye bu gün dahi "avrupa'lı sayılmamıştır" dedi
halit kıvanç paris'ten bildiriyor
fenerbahçe ile nice arasında 23 aralıkta yapılacak üçüncü maçın nerede oynanacağı uefa tarafından bugün paris'te tesbit edilecektir.
bu kararı verecek olan uefa, avrupa şampiyon kulüpler turnuası organizasyon komitesi, aynı toplantıda, turnuanın kardöfinal kur'alarını da çekecektir.
böylece bugün paris'in londra caddesindeki 22 numaralı binanın birinci katında yapılacak toplantıda, hem fenerbahçe - nice maçının yeri, hem de bu iki takımdan galip gelecek olanın üçüncü turdaki rakibi meydana çıkacaktır.
uefa genel sekreterliğinin ve aynı zamanda fransız futbol federasyonunun bulunduğu bu bina, üç gün müddetle futbol dünyasını yakından ilgilendiren toplantılara sahne olacaktır. zira bugün başlıyacak olan u.e.f.a. toplantılarından başka yarın ve öbür gün de aynı yerde f.i.f.a. icra komitesi üyeleri bir araya gelecek, cumartesi günü de jünyorlar konusunda bir toplantı yapılacaktır. bu maksatla f.i.f.a., genel sekreteri gassman'ın bugün parise gelmesi beklenmektedir.
delauney, "türkiye henüz avrupalı sayılmadı» dedi
u.e.f.a. ve f.i.f.a. toplantılarına hazırlık dolay isiyle hummalı bir faaliyet içinde bulunan u.e.f.a. merkezinde genel sekreter pierre deauney'le görüştüm. kendisine önce «üçüncü maç olacak» şeklindeki tahminini ve maçtan önceki bu ileri görüşünü hatırlatınca, 40 yaşındaki, saçları kırlaşmış, yakışıklı futbol adamı güldü ve: «bu bir kehanet değildi, dedi, ben fenerbahçe ile nice takımlarım aynı ayarda görüyorum. nice şampiyon olduğu güne nazaran, gerek kadro, gerekse form itibariyle çok şey kaybetti. iki takımın bugünkü kuvvetlerini bir terazinin iki kefesine koyarsak, tam bir muvazene hâsıl olur, sanıyorum. bu bakımdan ben üçüncü maçta da şansları müsavi görüyorum.»
pierre delauney, fenerbahçe'nin nice'e iki farklı galibiyet vermeyişi konusunda da şöyle konuştu: «bence artık türk futbolunun aldığı bu neticeleri normal görmek icap eder. türk futbolu kendini herkese kabul ettirecek derecede terakki etmiştir. biz eskiden türk futbolunu iyi tanımıyorduk. çünki aradaki mesafe uzaktı ve türkiye ile fikir edinmemize yeter derecede temas yapamıyorduk. lâkin son yıllarda türk futbolu dünya piyasasında konuşulacak çapta haşarılara erişti. ispanyayı dünya kupasından elimine edişiniz, yenilmez macarları yenişiniz ve diğer çeşitli iyi neticelerden sonra denerbahçenin nice maçları, başarı hanesine hayli puan doldurmanızı sağladı. ancak, ben fenerbahçe - nice maçına gidemediğime çok üzgünüm. halbuki resmen de vazifeli idim. amma önce hastalandım, sonra da iyileşince gelmek istedim. fakat grev oldu, uçaklar işlemedi. yağmurdan, selden, baraj yıkılmasından tren işlemedi. kısmetimizde nice'deki maçı görmek yokmuş, ne yapalım...»
avrupa futbolunun bugününü elinde tutanların ön safında gelen delauney'e meşhur «avrupalı - asyalı» dâvamızı da sordum. «bence, dedi, türkiye, futbol teşkilâtında avrupa safında yer almalıdır. nitekim u.e.f.a. da bulunmakla da bu yeri almıştır. fakat f.i.f.a. böyle düşünmüyor, devlet merkezi ankara, asyada bulunduğu için türkiye'yi asyalı olarak mütalaada devam ediyor.»
hayretle genel sekreterin sözünü kesmek ve «nasıl f.i.f.a. türkiye'nin avrupa grubuna ithalini kabul etmedi mi?» diye sormak zorumda kaldım.
delauney başını kaldırdı: «hayır diye cevap verdi, benim bildiğim, bu f.i.f.a. nın henüz kesin karara varmış olmadığıdır.ç belki önümüzdeki toplantılarda bunu da görüşebilirler. ancak bu noktada ben şahsen konuşacak mevkide değilim, sadece u.e.f.a. yı temsil ediyorum. f.i.f.a. nın ilgilendiği hususları sadece f.i.f.a. yetkilileri konuşmak hakkına sahiptir.»
delauney bu sözlerle masasından kalktı ve duvardaki büyük haritanın başına gelerek şmyle söyledi: «ben şahsen türklere hak veriyorum. asya grubu diye istanbuldan kalkıp da taa hong kong'a, tokyo'ya maça gitmeleri pek mümkün değil... işte bakın haritada şu mesafeye... benim samimi kanaatim, türkiyenin avrupalı bir memleket oldupu ve futbolde bu safta bulunduğudur.»
delauney, tekrar masasına otururken, «ben yalnız şahsım adına değil, u.e.f.a. adına da söyliyebilirim ki, u.e.f.a. türkiyenin avrupalı olduğuna inanıyor.» diyordu.
sonra ilâve etti: «bence politik düşünceler sporu baltalamazsa ve mesela bu gruplar meselesi başka şekilde de ayarlanabilir. ve mesela bir orta doğu grubu teşkil edilebilir. arap devletleri ile israil bu grupta bulunabilir. ve belki türkiyenin böyle bir grupta yer alması düşünülebilir. ama asyalı diyerek türkiyeyi uzak doığudaki memleketlerle maç yapmak zorunda bırakmak hakikaten biraz yersiz oluyor.»
pierre delauneyle 35 dakika süren konuşmamız, yine fenerbahçe - nice maçı ile kapandı. u.e.f.a. genel sekreteri, sözlerini şöyle hulâsa ediyordu: «üçüncü maçın yeri hususunda komite karar verecek. ben genel sekreter sıfatiyle her toplantı gibi buna da katılacak, ancak her toplantı gibi bunda da rey hakkına sahip olmıyacağım. komitedeki delegelerden fransız m. dancausse'un reyini kullanıp kullanmayacağını ben bilemem, kendisi bilir. diğer komite üyelerinin de reyleri kendilerine aittir. bu bakımdan ben komitenin üçüncü maçın nerede oynanacağı hususundaki kararı hakkında bir tahminde bulunmak imkânına mâlik değilim. bu bahiste fenerbahçe kulübünden bir telgraf aldık ve aidiyeti cihetiyle bunu yetkili komiteye havale ettik.»
u.e.f.a. genel sekreteri sözlerini, üçüncü fenerbahçe - nice maçı hakkındaki teknik tahminini tekrarlıyarak bitirdi: «bence şanslar müsavi, fransanın resmi şampiyonu olan nice takımı değil de, bugün için nice'den daha kuvvetli olduğunu sandığım reims takımı oynasaydı, belki fransız şampiyonuna daha fazlaş«ans tanıyabilirdim. bugün için ise fenerbahçe - nice maçı nasıl bir netice ile biterse bitsin, benim için bir sürpriz teşkil etmiyecektir.»