özcan: fenerbahçe formasını giydiğinden beri belki de en büyük maçını çıkardı. uçuyor, topluyor, yatıyor, kurtarıyor, başarılmaz işler başanyordu. ikinci golü belki kurtarırdı ama...
osman: kendisinden beklenenin âzamisini yaptı. karşısındaki nurenberg, civa gibi çabuk ve çok kafalı bir adamdı. istanbuldaki nurenberg değildi.
basri: türk futbolu ve fenerbahçe, basri dirimli'ye çok şeyler borçludur. daha çok şeyler de borçlanacaktır. müdafaanın büyük yükü onun üzerinde idi ve maalesef 2 golü de basri tarafından yedik.
gürcan: neden sinirlendi anlaşılmaz. soğukkanlı olsaydı daha iyi bir gürcan olacaktı şüphesiz. ama gene de mükemmel bir yan haftı.
naci: müdafaanın ve takımın her zamanki gibi temeliydi. havalardan top sektirmiyor ve şıkışık anlarda müdafaaya nefes aldırıyordu. güvenilir bir naci gördük.
avni: sert sağlam, girgin ve dayanıklı idi. her zamanki gibi.
şeref: daha çabuk olamazdı ama, arkadaşlarına daha iyi ayak uydurabilirdi...
akgün: oyuna sağ iç olarak başlamıştı. halbuki daima gerşde çalıştırıldı ve hah gibi oynadı. esasen hücuma yardım icap edince, bu işi de gürcan yapıyordu.
yüksel: kendisinden bekleneni başardı.
can: üç yıldızlıktı. ama bu tek ayaklı bir can'ın aldığı yıldızdı. beşinci dakikada sakat bileğine yediği tekme can'ı topallattı.
lefter: sahanın en iyisiydi. birinci devrede en akıllıca hareketi yapıyor ve rakip sahada top tutarak müdafaayı açmaya uğraşıyordu. ikinci golden sonra saldıran, şahlanan bir fenerbahçenin nâzımı oldu.