maçtan önce sürekli kaybettiğim "iddia"larıma dayanamayıp bir yenisini ekledim. ilk yarı bayern, ikinci yarı manchester yazdım. maçın başına geçtiğimde dk. 20 ve skor 2-0 idi. benim kupon kafadan yatmıştı.
manhester'ın silindir gibi bayern'i ezmesini hayranlık ve hayretle izledim doğrusu. ama bu maçta benim tuttuğum takım bayern münih idi. gol atsın diye aklımdan bile geçiremiyordum çünkü manchesterın deli presi karşısında bayern sürekli top kaptırıyordu...
derken sanırım 39'da bayern ilk tehlikeli atağını yaptı. olic vurmakta gecikti/yetişemedi derken van der sar ölümüne atladı ve topu kesti. işte bu ataktan 1-2 dakika sonra manchester 3. golünü buldu. benim için o dakika maç bitti açıkcası...
ama işte futbol. maçın bitimine doğru olic'in topu takibi ve çok çaprazdan attığı gol bayern'i ve beni umutlandırdı....
bu arada genç rafael'in galatasaray - atletico madrid maçında caner'in yaptığı türden gereksiz faulü ve sarı kartına kızdım. ikinci yarı rafael'in riberyi yaka paça durdurmaya çalışmasına hakem 2. sarıyı verdi ve genç oyuncu manchesterı 10 kişi bıraktı.
işte bu andan itibaren bayern inanılmaz bir baskı kurdu manchester sahasında. arjen robben'in yumuşuk bilek hareketleri ve manchesterı bayern'in çember içine alıp sürekli atak yapmasının ardından. yapılan ortaya arjen robben'in müthiş volesi maça 3-0 başlayan bayern için mucize idi...
robben'in orta gelirken topu takibi ve vucudunu vole için eğmesi anı ise inanılmaz bir görüntü idi...
kısacası bayern 3-0'dan 3-2 yaptı ve şampiyonlar ligindeki son ingilizide dışarı attı. premier league'de chelsea'ye yenilip koltuğundan olan manu ise ikinci bir darbe yemiş oldu...