g. saray ofsayttan yediği gole 2 nci devrede cevap verebildi
necmli tanyolaç ankara'dan bildiriyor
hâdise, oyunun tam besinci dakikasında patlak verdi. şekerhilal santraforu altan ofsayd pozisyonunda aldığı topu sağa kaçarak ortalamış, kale önüne fırlayan nazmide yakın mesafeden sert bir şütle beklenmeyen golü atmıştı.
hâdisenin sebebi buydu. ofsayddan atılan gol. fakat orta hakem muzaffer sarvan'ın yan hakem celal tarhanın ikazına rağmen oyunu devam ettirmes galatasaraylıları sinirlenmişti. hadiselerin saha ortasında bir kargaşalık şeklini almasının sebebi de buydu. altan'ın topla olan durumunu sahadaki yeri itibariyle yan hakem tarhan icabet etmiş - fakat biraz geç kalarak - ve bayrağını kaldırmıştı. galatasaraylılar sinirlenmişlerdi. yan hakemin ikazına rağmen ofsayttan kaydedilen gole «evet» diyen orta hakemden hesap soruyorlardı. saha karışmış, bir aralık polislerin sahaya grip futbolculara yaklaştıkları dikkati çekmişti. yalnız, sarı- kırmızılı futbolcular yerden göğe kadar haklı oldukalrı bir mevzuda dahi olsa hakemle münakaşaya teşebbüs ederken yedikleri golden daha büyük bir tehlikenin eşiğinde olduklarını unutuyorlardı. bereket versin galatasaraylı idarecilere... sahaya girip, futbolcularını teskin etmelerinde yüzde yüz isâbet ve olgunluk vardı.
galatasaray maçın başında düştüğü 1-0 mağlûp durumdan tam 54 dakika sonra kurtuldu. bu dakikaya kadar şekerhilâl'im avantajını bozmak için ne lâzımsa yapılmıştı. oyunun başında sakatlanan küçük ahmet solaçığa alınmış. erol solhafa verilmişti. ertan, metin'le yer değiştirmiş. ilk devrede hakikaten şütör bir eleman olduğunu göstermişti. ama gel gelelim galatasaray, ankaragücü maçından daha çalışkan, daha arzulu gözükmesine rağmen bir türlü beraberliği temin edemiyordu. sakatlığı mühim olmamasına rağmen solaçığa kaydırılan küçük ahmet solhafa, erol ise daha rahat oynadığı forvete geçtikten sonra, galatasaray hücumlarının dozunu kuvvetlendirdi ve beraberlik sayısını çıkardı. oyunun tam 59 uncu dakikasıydı. erol metin'in kafa ile aktardığı topla, soldan rakip ceza sahasına yaklaştı ve şutunu çekti. topu kaleci sefer avt'a gdii yor zannı ile seyrediyordu. aldanmıştı. top yan direğe çarparak falso aldı ve filelere takıldı. sarı-kırmızılılar sahanın ortasında sevinçle kucaklaştılar. sinirli hal geçmiş, bastırmaya başlamışlardı. fakat bu, yine de istenilen tarzda bir üstünlük değildi. buna mukabil müdafaayı ehemmiyet veren şekerhilâl seri üç ortasını fırsatını buldukça topu geçiriyor ve bu defa galatasaray kalesi tehdide uğruyordu.
umumiyetle zevkli ve hareketli geçen müsabakada elde edilen bu netice, sahadaki mücadelenin tam karşılığıdı. zira, taraflardan sadece galatasaray fırsat kaçırmamış, şekerhilâl de iki puanı alacak cinsten pozisyonlar bulmuştu. ilk devrenin 29 uncu dakikasında erol'un geri pasını kaleci yüksel, top köşeden içeri girerken çevik bir hareketle bloke etmiş ve böylece galatasaray kendi kendini mağlûp etmekten kurtulmuştu. ya şekerhilâlin solbekte aksayan eski beşiktaşlı metin'inin ilk devrede çektiği frikik... candemirin sebebiyet verdiği ceza atışında metin'in sahalarda ender görülür güzellikteki şutünü galatasaray kalesi direkleri önlemişti. bu da şekerhilâl hesabına kaçan bir fırsattı. ve nihayet ahmet berman'ın son dakikalarda ıskalanan topu altı pasın köşesinden avt'a gönderişiyle galatasaray galibiyetten oluyordu. bu hareketlerden de anlatılacağı gibi hakikaten hareketli bir milli lig maçı seyretmiştik. ama maçın en güzel hareketi sekerhilâl kalecisi seferin suat'ın gollük şüıtünü kale ağzında yakalayışıydı. seyirciler hareketi alkışlarken, maçın bitmesine tam 7 dakika kala takımını mağlûbiyetten kuratan sefer, tek yıldızlık istihakkını yükseltiyor ve goldeki seyirciliğini unutturuyordu.
ve şimdi galatasarayın ankaradaki oyun ve neticelerini ele alanlar şu suali soracaklardı. «beşiktaş çarşamba günkü maçtan evvel favori duruma mı geçti?»
cevap verelim: hayır ankaragücü karşısında bekleneni verememiş olmasına, şekerhilâl'e puan kaptırmasına rağmem sarı - kırmınlılar büyük maç havasını bilen takım hüviyeti içinde beşiktaşla beraber sahaya müsavi şanslarla çıkcaklardır.
bunun aksini düşünmek hâtâ olur. çünkü farklı bir galibiyetle, 1-1 berabere bitmiş bir maç büyük maçtan üç gün evvel futbolda bir mukayeseye kâfimalzeme değildir.