ilk devresi 0-0 biten maçın ikinci yarısında şekerhilâlliler kontrataklarla siyah-beyazlı müdafaayı çökerttiler. hakem, rakibine tekme atan şenol’u oyundan çıkardı
ve kader ağlarını örüyordu… beşiktaş dağılmıştı, beşiktaş sahayı rakibine bırakmıştı. beşiktaş kaderine razı idi…
maçın bitmesine 22 dakika kala başlamıştı bu kader dönümü… fakat neden açık konuşmamalı. perşembenin geleceği de çarşambadan belli olmuş ve ilk devrenin sonunda maçın beşiktaş hesabına çok güç şartlarla biteceği anlaşılmıştı.
ilk devre sonuna kadar maçın umumi manzarası su idi:
şkerhilâlliler soliçleri bekiri geri almışlar. çift santra hatla oynuyorlar. müdafaayı böylece kapatmış, âdeta kenetlemiş durumdalar. beşiktaşın keyifsiz, isteksiz en mühimi beceriksiz forveti bir müdafaayı dağıtamıyor. bu arada sefer kapalı müdafaa gerisine seken topları toplamakta oldukça mahir… buna mukabil şekerhilâlliler dört forvetle sık sık mükemmel kontrataklar yapıyorlar ve zorluyorlar necminin kalesini… bereket versin sabahattin gene gününde, hem kesici, hem açıcı olarak hatâsız..
kader ağlarını örecekti… bu daha bastan belli olmuştu. nihayet ikinci devrenin 23 üncü dakikasında nemcinin kalesi önüne şimşek hızı ile gelen şekerhilâlliler fırtına halinde yağmaya basladılar. vakia ikinci devrenin başında beşiktas oyuna yepyeni sevk ve hızla baslamıstı. dördüncü dakikada sısışık bir anda sefer falsolu bir topu bloke edememiş ve şenol tam önüne düşen bu topu sanki başka yer yokmuş gibi yeniden sefer’in göbeğine ortaladığı bir topa da gene şenol balık gibi fırlamış ve gene sefer’in göbeğine nişanlamıştı. bu hız belki devam edebılır, belki birşeyler olabilirdi. lâkin bu devreye adam adama bir müdafaa ile başlayan şekerhilâlliler biraz sonra o gerilerden yay gibi bosanıp nemcinin kalesinde patlayan kontrataklarına yeniden baslayacaklardı. işte kader ağlarını örmüs haliyle basladı.
maçın bitmesine 22 dakika vardı. altan gerilerden aldığı bir topu soldan göturdu. bahattinin sağından gecer gibi yapıp solundan kaydı ve kontrpiyede bıraktı. ortaya topu yuvarladı. nazmi daldı ve üzerine gelen nemcinin başının üzerinden bomba gibi sütünü patlattı.
ağlar aşağıdan yukarı doğru geriliyordu. fırtına başlamıştı.
iki dakika sonra kale oğzında dolaşıp duran top ceza çizgisi üzerinde feritin önüne düstü. o da sola doğru yatarak nefis bir sağ vole çıkarttı. necmi kalesinin sağ üst köşesine doğru uçmuş, fakat yetisememişti. bu uçuş onu kalenin yan ağlarına takılı bıraktı. bir müddet orada kıpırdamadan kalacaktı.
besiktaş dağılmıştı. beşiktaş sahayı rakibine bırakmıştı. beşiktaş artık kaderine razı idi. ama sinirlenmeye hiç sebeb yoktu. işte şenol bu sırada hiç beklenmez bir şey yaptı cavite tekmeyi. hem de lüzumsuz sebebsiz bir tekmeyi yapıstırdı. siyah-beyazlılar geri kalan 16 dakikayı şenolsuz ve 10 kişi olarak oynıyacaklardı. şenol başını önüne eğmiş sahadan çıkıyordu.
nihayet 77. dakikada sayı farkı üçe de çıktı. gene o müthiş kontrataklardan birinde ferid topu aldı, sürdü ceza sahasına yaklaşırken şütünü attı. artık necmi bu topa atlamıyacaktı bile…
kader ağlarını örüyordu… neydi beşiktaşın asıl kozu? şimşek gibi saldıran forvet oyle mi? o forvet böyle durunca, kader bu olacaktı. müdafaa bir dayanır, iki dayanırdı… ya sonra?.