avrupa şampiyon kulüpler turnuasının ikinci turunda da bir galibiyet, hem de fransa şampiyonuna karşı türk futbolu için az şey midir bütün bunlar. yalnız fenerbahçelileri değil birbirimizi de tebrik etmeliyiz. doğrusu sarı - lâcivertliler için tek vücut, tek kalb, tek gırtlak ve çift avuç kesilen bütün staddakiler ve stad dışında da ta uzaklarda olup da radyo başlarında dua mırıldananlar da cidden tebrik edilmeye değerler. yenilmek, bir spor karşılaşmasının bir taraf için mukadder neticesidir. eş bile olsa çarpışan iki bardaktan biri kırılacaktır. ama ama şu fransızlara çok yenildik, onlarca bir hayli eğlenildik de. bu sefer mağlubiyet pek dokunacaktı bizlere. zira siz ister espriye bayılırlar da ondan deyin fransızlar, onlarla olan her maçımızdan sonra pek takılıyorlardı futbolumuza. işin his tarafını kısa kesip sizlere dün sahada geçenleri objektif olarak anlatıvereyim.
nice'liler oyuna başlayınca maçtan evvel düşünüp yazdıklarımızda hiç de yanılmadığımızı anladık. çünkü sahaya diziliş ve yayılışları ile bir beraberliğe çoktan razı oldukları besbelli idi. kalelerinin önüne solbek yeri ile sağbek yeri arasında soldan itibaren, 2, 3, 5, 4 numaralı oyuncuları ile bir duvar kurmuşlardı. bunlardan 5 numaralısı bazen duvarın arkasına geçip oraya sızanları taşlayan bahçıvan rolünde idi. 6 ve 10 numaralı oyuncuları ise boş sahayı kontrol edip, ekseriya müdafaayı takviye için çalışıyorlardı. ileride de 11, 9, 8, 7 numaralı futbolcular her boşlupa ve arkadaşlarından boşalan her yere deplase olarak gole gitmeyi deniyorlardı. fakat zaman zaman onların da duvarlarının önüne çekildikleri çok oldu. fenerbahçe ise bilhassa birinci devrenin bütününde ve ikinci devrenin yarısından sonra hücum üstüne hücum tazeliyerek nice geri adamlarını yerlerine mıhladığı gibi, ilerdekilerini de geri gelmeye mecbur etti. nice'liler markaj hususunda o kadar ciddi talimat almışlardı ki fenerbahçe takımının oyun esnasında yaptığı değişikliklerde mesela can soliçe geçti mi gölge adamı 4 numaralı nice'li de onu takip ediyor, yüksel solaçığa kaydı mı amansız takipçisi 3 numaralı nice'li peşini bırakmıyor, lefter sağaçıkta çalışırken de 6 numaralı nice'li bir türlü yakasını koyuvermiyordu. fenerbahçe basri, naci, avni ve osman ile müdafaasını her ihtimale karşı muhkem tutarken, gürcan'ın da yardımı ile altılaşan ve bazan da avninin ittihakı ile yedileşen hücum, yüksel solaçığa kaydı mı amansız hücumlarla çökertmeye çalışıyordu. doğrusu çok iyi kapanan nice müdafaasından sızabilmek ve mükemmel bir kaleci olan lamia'yı mağlup edebilmek kolay iş değildi. fakat ancak beraber olduktan sonra kısa bir müddet için gevşeyen fenerbahçeliler maçın yüzde doksanında insiyatifi ellerinde bırakmayarak nice kalesini iki kere fethettiler. fenerbahçe'de vazifesini başarmayan oyuncu yoktu. naci, basri, lefter ve can ise sarı-lacivertlilerin zafer tablosunun altın çerçevesi idiler.