seneler evvel fransız futbolunun henüz belli başlı bir kalıba girmediği devirlerde bile horozlu formaların özellikle heyecan, cesaret, azim, sürat dörtgeni içinde çerçevelnmişti. sonraları futbol otoriteleri bu boş yere akan enerji selinden istifade için tribünler koymayı düşündüler. kendi hususiyetlerini hesaplıyarak ortaya koydukları oyun tarzlarından «tourbillion = anafor» ismini bile alanlar oldu. kısacası fransız futbolu her an kasırgalaşmaya müsait olduğundan, ne kadar istenilse de adamakallı bir kalıba sokulamadı. bütün rötuşlara rapmen estiği zaman önüne geleni deviren, dindiği zaman da yaprak bile kıpırdatmıyan bir fırtına olarak kaldı gitti. fakat bugün muhakkak ki fransızlar sahaya çıkarlarken hiç olmazsa sağlam kalıplı bir müdafaa kurup, yalnız ilerde bırakacakları en fazla dört adamlarını fırtınalaştırmayı düşğneceklerdir.
lakin bu düşüncelerinde, ancak fenerbahçe kendi sahasında, kendi seyircisi önünde onları sindirecek azimle ezerse sebat ederler. yoksa futbolları her an kalıptan taşma karakterinde olduğundan, şahlanıverip, o makul düşünce kalıplarından da taşarlar kestirme olarak şunu söylemek isterim ki, fenerbahçe oyunun başından itibaren nice'lierin ilerdeki az, fakat seyyal karıştırıcı adamlarını dikkatle kontrol ederken, sağlam tuttukları müdafaalarını da hücum üstüne hücum tazeleyerek ve ikili mücadelelerde onları bezdirerek yıprat-malıdırlar. eğer nice bugün karşısında kendinden büyük bir fırtına görürse dinecek ve sahadan silinecektir.