kazanmak azmi ve hırsı ile sahaya çıkan sarı – kırmızılılar karşısında izmirspor da başarılı idi. golleri bahri, samim (2) rahmi attı
metin bir maktup göndermişti hapishâneden… arkadaşlarına «benim için oynayın. izmirspor’u yenmeniz lâzım» diyordu bu mektubunda..
maç saatinin yaklaştığı bir sırada kalın duvarlar arkasında bulunan genç santraforun titrek kaleminden dökülen hassas cümleleri menecer gündüz kılıç soyunma odasında on bir galatasaraylı futbolcuya okuyordu. hepsinin yüzünü büyük bir teessür kaplamıştı. kendilerinden bir parça olan metini aralarında görmemek. mühimsedikleri daha doğrusu kendileri için bir prestij meselesi yaptıkları maça onsuz çıkmak. on bir sarı – kırmızılı futbolcu birbirlerinin yüzlerine baktılar. sonra kaptan turgayın sesi duyuldu. «metin üzülmesin onun için oynayacağız.» sahaya ok gibi çıktı galatasaraylı futbolcular.. tribünlerden korkunç bir tezahürat yükseldi: «metin metin çok yaşa…» bu tempolu bağırış maçın sonuna kadar devam edecek ve her atılan golde «metin, metin çok yaşa» sesleri mithatpaşa stadını çınlatacaktı. yoklukta var olmak her halde bu demekti. evet kazanmak azmi ile sahaya çıktı galatasaray ve kazandı da.. ama bu kolay mı oldu?.. hayır hiç de kolay olmadı. zira izmirspor kuvvetli bir ekipti, kollektif futbol oynuyordu. o da neticeyi mühimsemiş, hattâ prestij meselesi yapmıştı. öyle tahmin edilir ki, son senelerde hiçbir maça bu derece elektrikli bir hava içinde çıkılmamıştır.
g. saray neticeye gitti. fakat…
ilk 25 dakikalık zaman içinde rakibini bozup dağıtan galatasaraylılar akın üzerine akın tazelediler ve baskılarının semeresini de 22. dakikada bahrinin, niyazinin uzattığı çok müsait pası kovalayışı neticesinde attığı golle elde ediverdiler. seyfi klâsına yakışmıyacak şekilde ters bir çıkış yapmıştı. bahri ise bunu affetmiyordu: galatasaray fırtınalaşmıştı. maça asılıyordu. 26. dakikada bahrinin uzattığı fevkalâde bir pası bu sefer de samim seyfinin kapadığı köşeden filelere gönderiverdi. seyfi bu golde de hatalı idi. ama galatasarayın akını ve neticeye gidişi için «güzeldi» demek icapeder. coşan ve şahlanan sarı – kırmızılı takım bu temposunu devam ettiremedi. recebin ağır hareketi suatın lüzumundan fazla geriye kaçması mustafanın tanınamıyacak kadar kötü bir gününde oluşu ve ergunun mütereddit hali… galatasarayın rüzgârını kesmişti. bereket versin b. ahmet ve niyazi fevkalâde futbol oynuyorlardı. her gediği dolduruyor ve her tehlikeyi önlüyorlardı. ilk devrenin son dakikasında hücum üstünlüğünü izmirspora kaptıran galatasaraylılar lüzumsuz müdafaa oynamalarının cezasını son dakikalarda yedikleri golle ödediler. bir ceza atışında rahmiye uzatılan pası mustafa ve ergunun beraberce takip edemeyişi için hatâ değil «gaflet» demek icabeder.
ikinci devre
maç oldukça kaliteli ve vasatın üzerinde süratli bir tempoda cereyan ediyordu. 2-1 lik durum izmirspora ümit vermişti. yerden kısa kısa paslarla yaptıkları akınlar galatasaray kalesi için büyük tehlikeler doğuruyordu. üstelik santrafora alınan bahri de topallamaya başlamıştı. sahaya çıkıştaki dezavantaj böylece daha da artmış oluyordu. fakat hiçbir sebep yokken izmirspor santraforu ibrahim hakemle söz düellosuna kapışacak ve saha dışı olacaktı. işte izmirspor için ibrahimin yokluğu bir çöküntü yaratıyordu. 10 kişi kalan, izmirsporlular yine sahanın her yerinde görülüyorlardı. gerilerden aldığı topları ileri kadar taşıyan gürcanın tanzim ettiği akınları turgay fevkalâde hareketlerle önlüyordu. hele 55. dakikada rahminin attığı bomba gibi şütü bloke edişi… kaptan bu hareketi ile maçın kaderini değiştirmişti. galatasaraylılar işin şakaya gelmediğini ve metine verdikleri sözü yerine getirmenin mecburiyetini bu alarm çanından sonra daha iyi anladılar. suat ilerilere kaymaya başladı ve hücum hattı da böylece toparlandı. 62 dakikada bahrinin uzattığı bir pası kovalayan samimin kaydettiği üçüncü gol ise sarı – kırmızılı taraftarlara rahat nefes almak imkânını verdi. halbuki bu golden evvel recep ve bahri iki yüzde yüz gollük fırsatı heba etmişlerdi. 72. dakikada gürcanın 30 metreden attığı frikik oyunun en güzel hareketi olacaktı fakat top büyük bir talihsizlik eseri olarak direkten dönüyordu. ya nedimin yakın mesafeden önüne düşen topu boş kaleye sokamayışı.. bu da beceriksizlikti. neticede ise heyecanlı, mücadeleli ve iddialı metin maçından galatasaray galip çıktı.