gol yoktu... ama iyi futbol için lâzım olan her şey vardı bu maçta. çetin ve arzulu mücadelede bütün kozlar ortaya dökülmüştü. 90 dakikalık müddet içersinde tek hatâ yapmayan futbolculara, hakem de ayak uydurunca izmir seyircisi tam mânasiyle zevkli bir futbol seyretmek imkânını bulmuştu.
«nerede kalitesiz hakem?». nerede hâdise çıkaran futbolcu? doğrusu, istanbulspor da, izmirspor da puanları paylaşırken süratli, canlı ve efendice mücadele etimiş, lâyık oldukları takdiri de toplamışlardı. kalite bakımından vasatın çok üstün de olan müsabakanın kahramanları sadece seyfi ile sabih miydi? hayır, sahadaki 22 futbolcunun hepsi ve izmirlilere «işte aranan hakem budur» dedirten orhan gönül ile yardımcıları...
istanbulspor skor itibariyle maçı berabere bitirdi. fakat oyunun cereyanına göre, terazinin kefesinde ağır basan muhakkak ki, izmirspordu. ilk 15 dakika içerisinde top, istanbulspor, nısıf sahasını seyrek aşmıştı. ama sarı - siyahlılar, rakip hücumları güç da olsa savuşturdular. 30 uncu dakikadan itibaren ise aynı tehlike izmirspor kalesini tehdide başlladı. fakat sabih ve seyfi mağlûp olmamaya azmetmişlerdi sanki.
oyunun ikinci yarısında taraflar, başabaş mücadele ettiler. sık sık rakip kaleyi yoklayan izmirspor forvetine mukabil, istanbulspor hücumları daha seyrek fakat daha tehlikeli oluyordu. izmirli seyirciler, her an bir gol bekliyor, ikidebir heyecanla yerlerinden fırlıyorlardı. ama başından sonuna kadar aynı süratle, aynı canlılıkla devam eden müsabakayı büyük bir zevkle takip edenler, topun filelere takılışını görmek imkânını bulamayacaklardı...