eksik kadrosunu rağmen sarı-kırmızılı takım, hırçın geçen maçta gol rekoru fırsatını kaçırdı
karaman bapçum
bu muydu demirspor'dan beklediğiniz futbol? galatasaray'ın metini, mustafa'sı, ahmet'i sakat diyorduk, demirspor maçı sarı - kırmızılar için bir fenerbahçe veya bir beşiktaş maçı kadar mühimdir diyorduk... bu maçı demirspor alırsa şaşmamalıyız, diyorduk... bir de baktık ki...
bu sertlik niye?
evet bir de baktık ki. lacivert - mavilller son zamanlarda mithatpaşa'da görmeğe alışık olmadığımız derecede sert -hatta neden açık konuşmamalı «tekmeli» - bir oyun tutturdular.
yazık ki demirsporluların bu davranışına hakem de uyuverdi. nihayet maçın son dakikalarında candemir de bu gidişe ayak uydurunca... bir cumhurun veya bir ali rızanın stil itibariyle girgin ve sert olan futboluna bir şey söylemeğe hakkımız yoktu. kaidelere riayet ettiği müddetçe ne diyebilirdik? ama degaj yaparken turgaya çakılan tekmenin sahibi fikri, ama osman, ama ismail, ama rauf... ama candemirin düşmüş rakibine yaptığı... ama hakemin bütün bunları seyretmesi.. halbuki biz bu maçta mükemmel bir futbol bekliyorduk.
futbol da gördük.
ikinci devrenin ilk yarım saatinde demirsporlular artık çakmayı bıraktılar ve futbol oynamağa başlamışlardı. fakat bu defa da galatasarayın iki insaydı yorulmuşlar, saha ve top hâkimiyeti aşikâr bir tekilde demirsporlulara geçmiş ve oyun ilk devrenin aksine bu defa ankaralılar lehine tek taraflı olmuştu. fakat gel gör ki. mavi lacivertli takımın üç ortası rakip onsekiz içinde bir golge gibi kalıyorlardı sarı kırmızılı takımın da santraforu suat nedense son zamanların en isteksiz oyununu oynuyordu. halbuki yanıbaşındaki erol ileri geri çalışarak her aldığı topu en mükemmel şekilde kullanarak neler hazırlamıştı... maçın başından sonuna kadar turgaya pek az iş düşmesine rağmen o da sahanın en iyilerinden biri oldu. kornerlerden gelen toplardaki «klas gösterisi» mutad degajları ve 38 inci dakikada osmanın çektiği kurşun gibi şütü yumruklayışındaki rahatlık artık sahalarda «eski turgaya yakın» bir değeri yeniden bulacağımzı müjdeliyordu.
galatasaray dün topyekûn vasatın üstünde idi. eğer suat de bildiğimiz «suat» olsaydı, demirspor kalecisinin bu kadar kötü müdafaasının bu kadar «hafif» olduğu bir günde gol farkı bir rekora kadar giderdi...
böylece demirsporun «zayıf», hakemin maça hakim olmakta, «beceriksiz», galatasaray takımının «iyice», turgayla erolun da «iyi» oldukları bu maçta sarı krımızılılar zorlu bir rakibi hem iki puanla hem de sakat vermeden atlatıyorlar, demirsporlular lüzumsuz bir gururun kurbanı oluyorlardı. bu, yalnız ruhi bir gurur değil galiba biraz da fiziki bir gururdu.
goller
dk. 6: saim uzaktan frikik çekiyor. suat sıçradı ve kafa ile geriye düşürdü. erol topu iyi takip etti. sağını hazırladı. soluna doğru yattı ve... çaktığı vole dünyanın her yerinde «mükemmel» denecek cinstendi. fikret boşuna uçacaktı. (1-0).
dk. 20: suat ceza sahasına uzuk bir noktada bir ileri pas yakaladı. zühtü sola deplase olmuştu, onu gördü. suat zühtü topla beraber daha da sola kaydı. çok çapraz pozisyonda şütünü attı. oooo! bu top öyle bacak arasından yenir mi fikret? (2-0).
dk. 37: erol kaleye hiç de yakın değildi... ama çıkardığı şür de zayıf değil. pekiyi. fikretln yatıp karşıladığı topu bırakmasına ve yetişen suatı sadece seyretmesine ne demeli? (3-0).
dk. 60: demirsponın saha hâkimiyetini tuttuğu sırada bir kontroatakta suat, cumhurun üstünden topu sağa aşırdı. erol yetişti. fikret alabileceği topu bu defa da bıraktı ve erot kalecinin yanıbaşından içeri yuvarladı... (4-0)
dk. 68: galatasarya müdafaasının temel direği ergun dün iyi bir gününde değildi ama onun turgaya attığı golü dünyanın en iyi müdafii en formda olduğu zamanda bile atardı. osmanın çektiği sert bir şüte ergun haklı olarak ayak koymuş ve turgay haklı olarak planjon yapmiştı. erguna çarpan top ters köşeden girerken turgay öbür tarafta yatıyordu. bu gol ne ergunun, ne turgayın, ne de osmanındı, bu gol kaderindi. (4-1).