siyah-beyazlıların gollerini nazmi attı. k. gümrük son günlerin en kötü oyununu çıkarttı
kahraman bapçum
karagümrük, kargümrük olalı - daha doğrusu, birinci küme takımı olalı - dünkü kadar bozuk ve dağınık olmamıştı.
haydi meseleyi o kadar uzağa götürmeyelim, fakat şurası muhakkak ki kırmızı-siyahlı takım bu seneki milli ligin en kötü oyununu dün oynadı. bereket versin kaleci sümer, vazifesini başarmış olmanın üstüne çıkması bile, rahatça «varlık» olarak görünüyor ve ünal santrhaftaki acemiliğini hatırlatmayacak kadar olgun bir maç çıkarıyordu. yoksaaa...
ya beşiktaş!..
mamafih beşiktaş da, bilhassa maçın 25 inci dakikasından sonra, jyiden jyiye çöken rakibine karşı golden daha fazka farklı bir galibiyeti hakedece mümemellikte değildi. eğer birol ve şenol'un o güzel ve şirin kombinezonları olmasa belki siyah-beyazlılar bu kadar da başarılı olamyacaklardı. mevsimin ilk maçlarında «büyük form» göstermil olan nâzmi dün fevkâladeleşemiyor ve arif ile k. ahmet maalesef forvetin sol kanadına ayak uyduramıyorlardı.
keçi boynuzu
maç kalitesiz başlamıştı. ilk devrenin yarım saati ne futbol kalitesi ne da heyecan bakımından vasat seviyeye bile yükselemedi. her iki takımda da ne ciddi bir futbol taktiği, ne de ferdi parlayışlar vardı. hatta 26 ncı dakikaya kadar temaşaya değer bir tek pozisyon bile olmadı. 26 ncı dakikada k. ahmet'in uzaktan çektiği sert şutu süöer uçarak yumruklayıp kornere çıkartıyor ve ilk tehlikeyi atlatıyordu. bundan iki dakika sonra nazminin ara pasına çokiyi yetişen şenol sıyrıldı. düzeldi. şütünü attı. yerden sümer'in soluna gelen top direğe çarparak döndü. şenol tekrar yetişti. sağ açık yerinde ve kaleye çok yakından savurduğu voleyi bu defa sümer yumrukladı. oyunun ilk heyecanı işte bu idi. bundan sonra karagümrük gittikçe hafifleyerek topu, sahayı, maçı ve mukadderatı beşiktaşlılara bıakacak, fakat siyah-beyazlılar ilk devrenin ancak 41 inci dakikasında nazminin ayağından ilk gollerini çıkaracaklardı.
şenol ortadan sağa boşluğa doğru bir top yuvarladı. birol daldı ve yetişti. yapacağı tek şey herhalde topu durdurup düzeltmek olabilirdi. fakat o topu durdurmağa lüzum görmeden çakarak muhteşem bir orta yaptı.ç sümer yumrukladığı topu ceza sahası içinde bekleyen nazminin önüne düşürdü. kaptan nazmi, topu aldı. indirdi. döndü. düzeltti. çaktı. sümer'in kalesinin sol üst köşesine yerleştiriverdi. pozisyonu yhazırlayan orta kadar güzel bir goldü bu...
ikinci devre
iki ihtimal vardı: ya karagümrük toparlanacak, o zaman maç zorlu bir lig maçı haline girip hareketlenecekti; yahut karagümrük öyle devam edecek, o zaman da beşiktaş golleri sıralayacaktı. karagümrük toparlanamadı, fakat beşiktaş da ikinci devrenin başında attığı ikinci golden başkasını çıkaramadı. dördüncü dakikada beşiktaşın ortadan bastırdığı bir anda ayaklar arasında dolaşan top sağaçık yerinde «bekleyen» nazminin ayağına geldi. yakın mesafeden sert ve düzgün bir şütle top ağlara takıldı. acaba nazmi ofsayt değil miydi? eğer öyleyse bile dün çok iyi bir idare gösteren gürüz'den çok yan hakemini hatalı bulmalıydık
işte hepsi bu...
bu ikinci golden bir dakika sonra birol'un soldan yaptığı ortaya günün başarısız adamı arifin vurduğu kafa şütü üst direğe çarparak auta gidecek. 39 inci dakikada birolun attığı şüt sümer'i geçtikten sonra ünal'ın uçarak attığı kafa ile kornere çıkacak ve son dakikada şenolun derin bir pası takip ederek sümer'le başbaşa kalıp asıldığı şür kalecinin kucağında eriyecekti.
ve son söz
karagümrük dünkü kadar kötü olmamıştı, ama beşiktaş da rakibini bu kadar hafif yakaladığı bir gün daha farklı bir netice almalıydı.